Yürümenin Duygusal Sağlımıza Faydaları
Hangi sıklıkta duygusal sebepler yüzünden yürüyüşe çıkıyoruz? Bu yürüyüşlerin ne kadarını bir şeylerden “uzaklaşma” arzusuyla yaptığınızı söyleyebilirsiniz? Belki partnerinizle tartıştınız, iş arkadaşınızla tatsız bir konuşma yaptınız, çocuğunuzla zor bir diyalog yaşadınız ya da hiç sevmediğiniz komşunuzla yine atıştınız. Herhangi bir insanla uğraşmayı bir tarafa bırakın, belki sadece yorgun ve bitkinsiniz; zihinsel ya da yaratıcı süreçleriniz bir çıkmaza girdi ya da düşünceleriniz sizi o kadar bunalttı ki onlardan kaçıp kurtulmanız gerekiyor. Neticede “basıp gitmek”, aslında bir metafordan daha fazlasına işaret ediyor.
Tempolu yürümenin psikolojik ve fizyolojik faydaları yazımız için sizi şöyle alalım
[call post=26926]
Biyolojik ve Psikolojik Açıdan Yürümek
Bize alan açan, havamızı değiştiren, ruh halimizin en kötü olduğu anlarda bizi yatıştıran ve nefes almamızı sağlayan yürümenin sırrı ne? Sıradan bir yürüyüş nasıl tekrar aklımızı başımıza getiriyor?
Yürüdüğümüz zaman öfke, kaygı, kafa karışıklığı ya da üzüntünün pençelerinden kurtulduğumuzu hepimiz hissederiz. Peki duygusal simyanın ötesinde, psikolojik açıdan neler oluyor? Hangi biyokimyasal güçler devreye giriyor ve aklımıza bile gelmeyen hangi amaçlara hizmet ediyorlar?
Her şeyden önce büyük resme bakmak lazım. Koşucuların yarış sonunda hissettiği aşırı coşku bir yana, genelde basit bir yürüyüş olarak tanımlanan ortalama bir fiziksel aktivite bile, bizi nörolojik olarak rahatlatır. Strese maruz kaldığımızda, nöronlarımız çok çalışır. Düzenli bir şekilde aktif olmak, büyük ölçüde hipokampüste (beynin duygusal ve bilişsel işlem merkezi) toplanan “genç” ve uyarılabilir nöronların üretimini hızlandırırken, aynı zamanda beyinsel aktiviteyi yavaşlatıp kaygıyı azaltabilen GABA sinir ileticilerinin de artmasına destek olur.
Daha geniş ölçekte, araştırmalar, ne kadar aktif olursak, stresi o kadar az “hissettiğimizi” gösteriyor. Zamanla bu durum, beynimizin işleyiş biçimi haline geliyor. Yani herhangi bir rahatsızlık ya da tatil dolayısıyla egzersiz yapamadığımızda bile, beynimiz aynı nörolojik yararı sağlayacak şekilde çalışıyor.
Kısa vadede ise, kendimizi iyi hissettiren duyguların birden açığa çıkması sayesinde, egzersiz yaparken sarf ettiğimiz çabayı azaltmış oluyoruz. Çünkü fiziksel aktiviteçeşitli sinir ileticilerinin fazla salgılanması sağlıyor, hattabazı araştırmacılar, opioid ile endocannabinoidlerin seviyesindeki artış nedeniyle, egzersizipsikoaktif bir uyuşturucu olarak görüyor.
Dahası, 5 dakikaya sığdırabileceğimiz bir egzersizin, ruh halimiz üzerindeki yatıştırıcı etkileri, 12 saate kadar devam edebiliyor. Kapalı alanlar yerine mavi ve yeşilin hakim olduğu doğal mekânlarda yapılan egzersiz ise, ciddi anlamda daha faydalı.
Duygusal Dünyamızda Neler Oluyor?
Bütün biyokimyasal değerlendirmelerin ötesinde, yürüyüş yapmak terapi ve destek modellerinin içine dahil edilmeye başlandı. “Yürü ve konuş” terapilerinde (walkand talk therapy), hastalar ve doktorları seans boyunca yürüyor. Bu sayede kazanılan hareket serbestisi, oturularak yapılan klasik bir terapide gereksiz yere strese giren kaygılı hastalara faydalı oluyor. Bu yürü ve konuş formatının dış mekânlara taşınan hali ise, geniş ve doğal ortamlarda daha rahat olan insanlara hitap ediyor.
Buna ek olarak hem ABD’nin birçok yerinde hem de başka ülkelerde, beraber yürüyüşyapan matem grupları türedi. Çoğu zaman huzur evlerinin düzenlediği bu yürüyüşlerde, gruplar, sevdikleri birini kaybetmiş insanlardan oluşuyor. Aktivitenin kendisi başlı başına yarar sağlarken, bir sosyal bağ ve yakınlık da yaratıyor. İnsanların keder dolu deneyimlerinibaşkalarıyla paylaşıp özdeşleşme yaşamalarında, bir güven ve sorumluluk duygusu yatıyor. Birçok insan için bu durum,toplumsal destek sağlarken, nihayetinde iyileştirici bir etki de yaratıyor.
İster derin bir üzüntü yaşayalım, ister duygusal bir çözülmeden geçelim, ister günlük stresi azaltmaya ya da yaşanan tatsız bir etkileşim sonrası sakinleşmeye çalışalım, yürüyüş yapmak, bizi, yönlendirilmiş düşünce ve ilişkilerin boyunduruğundan kurtarır. Keşfedilmeyi bekleyen zihinsel alanlar açar ve bu sayede, diğer bakış açılarını görüp, kendi tepkilerimizin de farkına varabiliriz. Koltuğumuzda oturup takıntılı bir şekilde olumsuz düşüncelerimize yoğunlaşmaktan daha iyi olduğu kesin.
Bu açıdan yaklaşırsak, dışarı çıkıp yürümek sadece görüş alanımızı değil, düşünce ve duygu alanımızı da genişletir.The New Yorker yazarı FerrisJabr, yürümenin psikolojik ve fiziksel enerjimizi senkronize ettiğini söylüyor: “Kendi tempomuzda yürümek, bedenimiz ve zihinsel durumumuzun ritmi arasında, el değmemiş bir geri bildirim döngüsü yaratır. Gezinmeye başladığımızda adımlarımız, doğal olarak ruh halimiz ve iç konuşmamızın ritmi arasında gidip gelir. Aynı zamanda, bilinçli bir şekilde daha hızlı ya da daha yavaş yürüyerek düşüncelerimizin temposunu da değiştirebiliriz.”
Duygusal olanın fiziksel olanı etkilediğinin bilincinde olarak, aynı durumun zıt dinamikler için de geçerli olduğunu düşünüyoruz. Yürüme eylemi ve yürüyüş yaptığımız çevre, bizi daha geniş bir zihinsel alana götürüyor. Belki de fiziksel efor, bütün vücudun ve zihnin katıldığı duygusal bir arınmayı destekliyor, gerginliklerden daha güçlü ve elle tutulur bir şekilde kurtulmamızı sağlıyor.
Onların İşine Yaradıysa, Sizin İşinize de Yarar
Bütün bunların dışında tarihteki birçok tanınmış ve başarılı figür, yürümeyi hem günlük hayatlarının bir parçası olarak görmüş hem de sanatçı, yazar, müzisyen, düşünür ve insan olarak başarıya ulaşmada, yürümenin önemli bir rolü olduğunu söylemişlerdir. Aristo derslerini öğrencileriyle birlikte yürüyerek vermiş; Charles Dickens kendi deyişiyle “hızlı ve uzağa” yürümezse “patlayıp yok olacağını” söylemiş; Kierkegaard yazılarını kağıda geçirmeden önce Kopenhag sokaklarında yürüyerek aklına yazmış; Beethoven da “bal toplayan bir arı gibi” elinde kalem ve kağıdıyla uzun yürüyüşler yaparak eserlerini yaratmış.
Tarih boyunca düşünceleri rahatlatmanın, zihinsel bir çöküşü önlemenin, sorunları çözmenin ya da onlardan uzaklaşmanın, dünyayı her şeyiyle deneyimlemenin ve uykusuzluğu yenmenin bir yolu olarak görülen yürüme, görüldüğü gibi duygusal, fiziksel ve ruhsal sağlığımız için adım atmaktan daha fazlasını sunuyor.