Sözün Büyüsü

Söz büyüdür sevgili dostlar, hem de tüm hayatınıza etki edecek kadar.

Gün içinde binlerce sözcük kullanıyoruz. Çoğu zaman kullandığımız sözcüklerin farkında bile değiliz. Şaka yollu bile olsa kullandığımız bu sözcükler hayatımızı bazen derinden etkiliyor. Bazen de karşımızda ki için bir dönüm noktası olabiliyor.

Kullandığımız bu sözcüklerde kusursuz olabilmek,  bizim  güçlü bir ifade ve iletişim  diline sahip olduğumuzu gösterir. Bu aynı zamanda yaratma gücümüzdür.

Sözcükler iki yanı keskin bir kılıç gibidir. Bir yanı kötüye kullanımı, diğer yanı ise mükemmel kullanımıdır. İyiye kullandığımızda güzellik, sevgi ve bizim dünyadaki cennetimizi yaratır. Diğer tarafı da cehennemi. Nasıl kullandığımıza bağlı olarak söz bizi özgürleştirebilir ya da bizi esaret altına alır.

Söz öylesine güçlüdür ki, bir söz milyonlarca insanın hayatını değiştirebilir ya da yok edebilir. Bir sözünüzle milyonlarca insanı manipüle edebilir ve şiddet dolu bir dünya yaratabilirsiniz.

Her şeyde olduğu gibi kullandığımız sözcüklerinde bir titreşimi vardır. Ve nasıl titreştiği bize bağlıdır.

Zihnimiz sürekli tohumların ekildiği verimli bir toprak gibidir. Bu tohumlar düşünceler, fikirler ve kavramlardır. Sözlerde birer tohumdur. Her tohum zihnimizde büyür ve gelişir. Burada önemli olan şudur ki zihnimize genelde korku tohumu ekiyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken şey zihnimize hangi söz tohumlarını ektiğimizdir.

Bir söz, dikkatimize kenetlenerek zihnimize köklenip etki edebilir ve tüm inanç sistemimizi iyiye ya da kötüye değiştirebilir.

Örneğin; çirkin olduğunuza inanabilir ve hayatınızı çirkin olduğunuza kendinizi inandırarak geçirebilirsiniz. Gerçekte ne kadar güzel olursanız olun zihninizle yaptığınız bu anlaşma sonucunda “çirkin” sözünün büyüsü altında kalırsınız. Zihniniz çirkin çapasının inancı doğrultusunda size çirkin olduğunuza dair sayısız kanıt sunmak için devreye girer.

Bir gün biri gelir ve size ne kadar güzel olduğunuzu söyler buna inanırsınız ve yeni bir anlaşma yaparsınız sonuç olarak artık güzel olduğunuzu düşünür ve öyle davranmaya başlarsınız. Büyü bozulmuştur, sadece sözün gücüyle.

Sözlerimizin arı ve duru olması çok önemlidir. Ağzımızdan çıkan kelimeler mümkün olduğunca saf, sade, arı, temiz ve kusursuz olmalıdır. Şaka yaptığımızı düşündüğümüz anlar da bile. Sözlerimizi seçerek ve özenle kullanmak enerjimizi de doğru yönde kullandığımız anlamına gelir. Bu enerji bizi sevgi ve gerçek olana yönlendirir. Ancak bunu yapmak biraz zor olabilir. Çünkü bize tam zıddı şekilde davranmak öğretildi. Başkalarıyla iletişimimizde yalan söylemeyi alışkanlık haline getirdik. Daha da önemlisi kendimizle olan iletişimimizde yalan söylüyoruz. Sevgi dili yerine ne yazık ki sözlerimizi bireysel zehrimizi akıtmak için kullanıyoruz. Kıskançlık, çekememezlik, kızgınlık, dedikodu ve yargılamak için.

Oysaki söz saf bir büyüdür. Sahip olduğumuz en güçlü armağandır. Kendimizi ve insanlığı sevip sevgi dilini geliştirmek yerine sözlerimizi intikam almaya, karmaşa yaratmaya, ırklar, ülkeler, insanlar ve aileler arasında nefret yaratmaya karşı bir dil geliştiriyoruz.

Farkında olmalıyız ki sözlerimizi kötüye kullanmak bizi ve etrafımızı aşağıya doğru çekiyor ve enerjimizi düşürüyor. Yine farkında olmalıyız ki sözün yanlış kullanımı nesilden nesile aktarılır ve yayılır.

Günlük hayatımızda iletişim dilimize baktığımızda sözlerimizle kaç kez birilerini etkileyip büyü yaptığınızı bir düşünün. Kötü, çirkin, yapamaz, beceriksiz, işe yaramaz, geveze… dedikodu. Dedikodu demişken buna da değinmeden geçmeyelim çünkü dedikodu, kara büyünün en kötü şeklidir. Dedikodu sizi farkında olmadan zehirler. Dedikodu yapmayı da etrafımızdan öğrendik. Çocukluk yıllarımızda yetişkinlerin sürekli dedikodu yaptıklarına şahit olduk. Başkaları hakkında yargılayıcı beyanlar, düşünceler ve fikirler dudaklarından dökülüyordu. Onları tanımadıkları halde bile. Ve biz bunun normal bir iletişim yolu olduğuna inandık. Sanki dedikodu yapmazsak birbirimize yakın hissetmeyecektik. Başkasının da kendisini bizim kadar kötü hissettiğini görmek bize kendimizi iyi hissettirdi yalnız değilsin duygusunu yaşattı. Eskilerin söylediği gibi “mutsuzluk arkadaş arar”. Dedikodu büyük bir zehirdir. Dedikodu yaptığınız kişinin bütün negatif enerjisini üstünüzde toplar ve onun başına gelecek kötülükleri kendinize çekersiniz. Dikkatli olun.

Sözlerimizin ne kadar önemli olduğuna dair bir örnek vermek istiyorum sevgili dostlar.

Mehmet işten eve döndüğünde yorgunluktan ölüyordu üstelik gün içinde patronuyla tartışmıştı. Kötü bir gün geçirmişti. Çok gergindi ve başı ağrıyordu. İstediği tek şey sesiz ve sakin bir ortamda biraz dinlenmek ve huzur bulmaktı. Ama oğlu içerde yüksek sesle müzik dinliyordu, oradan oraya hoplayıp kendince bir takım dans ve bale figürleri yapıyordu. Küçük çocuk babasının gergin ve yorgun halinden habersiz kendince çok mutlu ve neşeliydi. Her hareketi ona sanki bulutların üzerinde uçuyormuş hissi veriyordu. Ancak babasının sabrı tükeniyordu, bir an geldi ve kontrolünü kaybeden, baba “kes şu zırıltıyı, saçma sapan hareketlerle ne yaptığını sanıyorsun, ne biçim dans ediyorsun, kes ve otur yerine” dedi.

Aslında babasının o anda en iyi dans gösterisine bile tahammülü yoktu. Gerçek, çocuğun kötü dans etmesi değildi. Ama küçük çocuk babasının sözlerine inandı. Ve o anda kendisiyle bir anlaşma yaptı ve bir daha hiç dans etmedi. Kötü bir dansçı olduğuna inanmıştı. İçine kapanık, utangaç bir çocuk oldu. Artık arkadaşlarının yanında bile hareketlerine dikkat eder duruma gelmişti. Kendisiyle yaptığı anlaşma onu ömür boyu etkileyecekti. O artık çevresinden sevgi ve kabul görmek için hareketlerini kontrol altına almaya ve duygularını bastırması gerektiğine inandı.

Küçük çocuk büyüdü ve genç bir delikanlı oldu çok yetenekli olmasına rağmen hiç dans etmedi.  Kendiyle yaptığı anlaşma onun hayatında bir dönüm noktasıydı ve hayatını derinden etkiledi.

Babası, sözlerinin oğlu üzerinde nasıl bir etki yarattığının farkında bile olmadı. Sözlerinin gücünü bilmiyordu. O da annesinden, babasından ve çevresinden öğrendiği şekilde davranmıştı.

Sözlerimizi doğru kullanalım. Sözlerimizi sevgimizi paylaşmak kendimizi ve karşımızdakini onurlandırmak için kullanalım.

Kendinize ne kadar harika, otantik, eşsiz, tek ve kusursuz olduğunuz söyleyin. Kendinizi sevdiğinizi söyleyin. Bu sözler size acı veren sözleri ortadan kaldıracaktır.

Sözlerinize gösterdiğiniz özen size bağışıklık kazandıracaktır. Başkalarının negatif etkilerine karşı bağışıklık kazanacak ve size söylenen olumsuz sözlerden de etkilenmemeyi öğretecektir.

Sevgide kalın.

Ali Cihan

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.