Öğrenciler için en iyi 20 hafıza tekniği

Başarılı bir öğrenci, hafızayı nasıl kullanacağını bilmelidir.

Elbette hafıza, öğrenmek demek değildir.

Öğrendiklerinizin depolandığı yerdir. Öğrenimin kalıcılığı ise hafızayı doğru depolamak ve kullanmaktan geçer.

Öğrenciler için hazırladığım ve danışanlarımın birçoğunun kullanıp şahane sonuçlar aldığı en iyi 20 hafıza tekniğini sizlerle paylaşıyorum.

1. Resimler

İnsan beyni görüntüleri kelimelerden daha hızlı işler.

Aslında beynimizin işlediği bilgilerin %90’ı görseldir. Ayrıca görsel bilgileri kelimelerden 60.000 kat daha hızlı işliyoruz.

Bu yüzden resimleri kelimelerden daha iyi hatırlamamız şaşırtıcı değil.

Kelimeleri veya denklemleri, görüntülere dönüştürmek etkili bir ezberleme tekniğidir.

Bir bilgiyi, görüntüye dönüştürmek istediğinizde herhangi bir resim değil absürt, komik veya abartılı yapmaya çalışın.

Görüntü ne kadar gülünçse, hatırlaması o kadar kolay olacaktır.

Örneğin, katyonların pozitif yüklü iyonlar ve anyonların negatif yüklü iyonlar olduğunu hatırlamak için şunları yapabilirsiniz…

  • Bir kedi hayal edin ve pembe patilerini düşünün. “Patiler” size “pozitif” i hatırlatır, bu nedenle katyonlar pozitif olarak yüklenir.
  • “Anyon”, “soğan” gibidir ve soğan sizi ağlatabilir. Ağlama genellikle olumsuz bir olay olarak kabul edilir, bu nedenle anyonlar negatif olarak yüklenir.

Resimleri kullanmak güçlü bir hafıza tekniğidir, çünkü genel olarak, çalışmaya daha az zaman harcarken daha fazla bilgiyi saklamanızı sağlarlar.

2. Kısaltmalar ve Anımsatıcılar

Kısaltmalar ve anımsatıcılar da öğrenciler için yararlı hafıza teknikleridir.

Örneğin, PÜÇBEÇ, matematikte işlem sırasını hatırlamak için kullanılan bir kısaltmadır:

  • Parantez
  • Üsler
  • Çarpma işlemi
  • Bölme 
  • Ekleme (Toplama)
  • Çıkarma

3. Bir Hikaye Oluşturun

Bir başka etkili hafıza tekniği, ezberlemeye çalıştığınız gerçekler etrafında bir hikâye oluşturmaktır. Kendinizi de hikâyenin kahramanı yapabilirsiniz.

4. Bilgileri Zaten İyi Bildiğiniz Bir Şeye Bağlayın

Araştırmalar yeni bir şeyi zaten bildiğiniz bir şeye bağlayabilirseniz, öğrenmenin daha kolay olduğunu gösteriyor.

İşte bir örnek:

Diyelim ki Antik Roma hakkında bir şeyler öğreniyorsunuz ve Antik Yunan hakkında zaten çok şey biliyorsunuz. Bunu belirterek iki bilgi alanını birbirine bağlayabilirsiniz;

  • Hem Yunanlılar hem de Romalılar, ekonomilerinin önemli bir parçası olarak tarıma güveniyorlardı.
  • Yunanlılar sonunda demokrasi ile yönetilirken, Romalılar  demokrasi, monarşi ve oligarşi karışımı ile yönetildi.
  • Romalılar fethederken Yunanlılar kolonileşti.
  • Yunanlılar Yunanca, Romalılar ise Latince konuşuyordu.

Bu bağlantıları kurarak, Antik Roma hakkında öğrendiğiniz bilgilerin daha fazlasını saklayacaksınız. İlişkilendirme tamamen size özgü olursa bilgiler o kadar kalıcı olur.

5. Farklı Yerlerde Çalışın

Birçok insan size tüm çalışmanızı tek bir yerde yapmanızı söyleyecektir.

Buradaki fikir, öğrenmeyi o tek yerle ilişkilendirdiğiniz için, daha etkili çalışmanızı sağlayacak olmasıdır.

Ancak araştırmalar bunun her zaman böyle olmadığını gösteriyor.

Aynı materyali farklı ortamlarda incelemek beyni materyalle birden fazla ilişki kurmaya zorlar. Başka bir deyişle, farklı ortamlar, yeni malzemeyi “asabileceğiniz” daha fazla “zihinsel iskele” yaratır.

Bu etkiden yararlanmak için çalışma ortamınızı değiştirmeyi deneyin. Çalışmalarınızın bir kısmını evde, bazılarını okulda ve bazılarını kütüphanede yapın.

Ancak bu tekniğin işe yaraması için aynı materyali farklı yerlerde incelemeniz gerektiğini unutmayın.

6. Zorlayıcı Bir Şey Öğrendikten Sonra Uyuyun

Muhtemelen yeterince uyumamanın hafızanızı olumsuz etkileyeceğini biliyorsunuzdur.

Ama bir çalışma temposundan kısa bir süre sonra uyumanın, az önce çalıştığınız materyali hatırlamanızı güçlendireceğini biliyor muydunuz?

Araştırmalar, bir öğrenme seansından birkaç saat sonra uyuyan öğrencilerin öğrendiklerini daha iyi hatırlayabildiklerini gösteriyor.

Bu nedenle, özellikle zorlayıcı bir şey öğrenmeniz gerekiyorsa, uyumadan birkaç saat önce kesinlikle tekrar yapın.

7. Bilgileri Kaydetmeye Çalışmadan Önce Yürüyüşe Çıkın

Egzersiz hem vücudunuz hem de beyniniz için bir mucizedir.

James T. Haynes tarafından yürütülen bir çalışmada; öğrenme girişiminden önce 15 dakika boyunca bir koşu bandında yürüyen katılımcılar ellerindeki bilgileri daha çabuk hatırladılar.

Bu hafıza tekniğinden yararlanmak için, bir dersin kaydını dinlemeden, bilgi kartları çalışmadan veya tanımları veya denklemleri öğrenmeye çalışmadan önce kısa bir yürüyüşe çıkın.

8. Bilgileri Yüksek Sesle Söyleyin

Bu teknik, Waterloo Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya dayanmaktadır.

Araştırma, sadece sessizce okuduğumuz bilgilere kıyasla, kendimize yüksek sesle okuduğumuz bilgileri hatırlama olasılığımızın daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Bu fenomen, araştırmacıların “üretim etkisi” dediği şeye dayanmaktadır.

Bu etkinin açıklaması, yüksek sesle okunan kelimelerin beynimiz için sessizce söylenen kelimelerden daha ayırt edici olmasıdır. Bu ayırt edilebilirlik, hafızamızdaki bilgileri kodlama sürecine yardımcı olur.

Bu nedenle, belirli bir bilgiyi kalıcı olarak hafızanıza depolamak istediğinizde, onu yüksek sesle okuyun.

9. Hafızanıza Kaydetmeye Çalışmadan Önce Bilgileri Tam Olarak Anlayın

Öğrencilerin yaptığı yaygın bir hata, bilgiyi anlamadan kaydetmeye çalışmaktır.

Bu tür ezberci öğrenme maalesef işe yaramıyor. Bu bir öğrenme değil. 

Ezberci öğrenmeyi kullandığınızda içeriği ezberlemek zordur. Bunun nedeni, bir konuyu anlamadığınız zaman, yeni bilgileri asmak için herhangi bir zihinsel “sabitleme” ye sahip olmayacağınızdır.

Bu, daha önce bahsettiğim bir kavram olan “zihinsel iskele” fikrine geri dönüyor.

Bir örneğe bakalım:

Birinci Dünya Savaşı’nın tetikleyicisi, Franz Ferdinand’ın 19 yaşındaki Gavrilo Princip adlı bir kişi tarafından öldürülmesiydi. Size öğretilmek istenen bu olabilir. 

Bu bilgiyi kendi başına ezberlemeye çalışabilirsin. Kişileri tanımadan olaylar hakkında fikir sahibi olmadan bu bilgi uçar gider. 

Halbuki bunun içinde barındırdığı birçok gerçek var. 

Bu ek gerçekler, orijinal gerçeği bağlama oturtuyor. Böylelikle size orijinal gerçeği asmanız için “mandallar” vermiş oluyor.

İşte başka bir örnek:

Pisagor teoremini öğrenmek istediğinizi varsayalım; Dik üçgende hipotenüsün karesi diğer iki tarafın karelerinin toplamına eşittir.

Tüm öğrendiğiniz buysa, teoremi ezberlemek zor olacaktır.

Çizin üçgeni, tüm kenarları tanıyın. Ve bakın gerçekten bu teorem işe yarıyor mu? Öğrendiğinizi sorgulayın kendiniz uygulayın.

10. Öğrendiklerinizi Başkalarına Öğretin

İnsanlar öğrendiklerini, başkalarına öğrettiklerinde hafızada ciddi bir yer ediyor.

Yani etkili bir hafıza tekniği, başkalarına öğrendiklerinizi öğretmektir.

Bunu yapmak, bilgiyi kavrayışınızı ve belleğiniz de tutmanızı kolaylaştıracaktır.

Bilginin paylaşılması ve istiflenmemesi gerektiğini fark etmeye başlayacaksınız, bu da çalışma motivasyonunuzu arttıracaktır.

11. Renkleri Kullanın

Renkler dikkatimizi çeker. Dahası, bir tür zihinsel kısaltma işlevi görürler.

Renkler, incelediğiniz materyale bağlam verir ve onu daha verimli bir şekilde işlemenize yardımcı olur.

Daha önce de belirtildiği gibi, beyin görsel girdileri (renkler gibi) metinden 60.000 kat daha hızlı işler.

Bu, bilgileri renkle kodladığınızda, beyninizin siz gerçekten çalışmadan önce bilgileri işlemesine izin verdiği anlamına gelir.

Renklerle daha iyi öğrenmenize yardımcı olmak için bazı ipuçları:

  • Renk kodu, not alırken değil not aldıktan sonra. (Bunun nedeni, not alırken renk kodlamasının çalışma seansınızın akışını kesintiye uğratmasıdır ve sonunda aşırıya kaçabilirsiniz.)
  • Fosforlu kalemler, çok renkli kalemler ve çok renkli yapışkan notlar kullanın.

Tüm konularınızda tutarlı bir renk kodu kullanın.

Örneğin; şöyle bir sistem kullanmaya karar verebilirsiniz:

  • Mavi = anahtar gerçek
  • Yeşil = anahtar açıklama
  • Kırmızı = anahtar örnek

Veya aşağıdaki gibi alt konular için renk kodlarını kullanabilirsiniz:

  • Mavi = 2.Dünya Savaşı’nın ana nedenleri
  • Yeşil = 2.Dünya Savaşı’nın ana olayları
  • Sarı = 2.Dünya Savaşı’nın ana sonuçları

Bir uyarı: Renkleri çalışma yardımı olarak kullanırken aşırıya kaçmayın. Çalışma kağıdınız çok fazla renkli veya vurgulanmışsa, kafanız karışabilir.

12. Ezberlemek İstediğiniz Bilgileri Yazın

Yeni bilgileri dinledikten veya okuduktan sonraki iki gün içinde bunların unutulma olasılıklarının çok yüksek (%60 – %70) olduğuna dair araştırmalar mevcut.

Ancak bilgiyi yazarsak, hatırlamamızı önemli ölçüde destekler.

Yazma eylemi yeni bilgiyi değerlendirmeyi ve sınıflandırmayı doğurur.

Bu süreç hafızamızdaki yeni bilgileri pekiştirmeye yardımcı olur.

Elbette ders kitaplarınızdaki tüm bilgileri yazmanız mümkün değildir. Bu çok fazla zaman alır.

Bu yüzden sadece temel bilgileri, denklemleri, tanımları vb. yazın.

13. Tablolar Ve Diyagramlar Çizin

Bu teknik “zihinsel yapı iskelesi” oluşturmaya yardımcı olur. Beyninizde yeni bilgileri daha kolay depolamanızı sağlar.

Daha fazla zihinsel yapı eklemenin bir başka yolu, yeni bilgileri tablolar, diyagramlar ve zihin haritaları şeklinde sunmaktır.

Örneğin, karbon döngüsünü açıklamak için basit bir şema çizebilirsiniz.

Ya da kuşların ve yarasaların özelliklerini karşılaştırmak için bir Venn diyagramı çizebilirsiniz.

Veya İkinci Dünya Savaşı’nın nedenlerini açıklamak için bir zihin haritası çizebilirsiniz.

Tabloları, diyagramları ve zihin haritalarını kullanarak, metin parçalarını ezberlemeye çalışmanıza kıyasla, kavramları daha hızlı hatırladığınızı göreceksiniz.

14. Kafiyeli Sayı-Sözcük (Kss) Sistemi

Bir öğe listesini öğrenmek için bu tekniği kullanabilirsiniz.

Kafiyeli sayı-sözcük sisteminde, her sayı kendisiyle kafiyeli bir isme bağlıdır.

Örneğin:

  • = birey
  • = ikilem
  • = ürkek
  • = dörtlük
  • = beşik
  • = alık
  • = yemiş
  • = sekmek
  • = domuz

15. Lokus (Loci) Yöntemi

Efsaneye göre, Yunan şair Simonides, “hafıza sarayı” olarak da bilinen loci yöntemini icat etti.

Simonides, bina aniden çöktüğünde bir yemek ziyafetine katılmıştı. Tek kurtulan oydu.

Cesetler tanınmayacak kadar ezildi. Ancak Simonides, her kişinin nerede oturduğunu hatırlayarak cesetleri teşhis edebildi.

Daha sonra bu tekniğin (bilgiyi yerlerle (lokuslarla) ilişkilendirme) her tür bilgiyi hafızaya kazımak için kullanılabileceğini fark etti.

İşte tekniğin nasıl kullanılacağı:

Diyelim ki ezberlemek istediğiniz 10 market ürünü listeniz var:

  • Muz
  • Süt
  • Yağ
  • Balık
  • Brokoli
  • Yer fıstığı
  • Elma
  • Tuz
  • Yumurta
  • Kahve

Evinizin ön kapısını açtığınızı ve kapı kolunun aslında bir muz olduğunu fark ettiğinizi hayal edin.

O zaman, kapıyı açtığınızda, evden bir süt şelalesi aktığını düşünün.

Koridordan mutfağa doğru yürüyorsunuz ve mutfak masasının yağ kaplı olduğunu görüyorsunuz.

Sonra mutfak lavabosunda büyük bir balık görüyorsunuz.

Sonra, pencereden bakarsınız ve bahçenizde büyüyen mor brokoliler olduğunu görürsünüz.

Ve bunun gibi listedekileri bir yerlere koyarak bir metin oluşturabilirsiniz.

Bir sunumda ele almak istediğiniz noktaları veya tamamlamanız gereken görevleri hatırlamak için loci yöntemini kullanabilirsiniz.

16. Aktif Hatırlama

Aktif hatırlama, pasif hatırlamadan ve sizin alıştığınız anlık öğrenmeden büyük ölçüde farklıdır.

Pasif hatırlamada, materyali pasif bir şekilde öğrenirsiniz, örneğin notları okumak, bir dersin ses kaydını dinlemek, bir konu hakkında video izlemek…

Aktif hatırlamada,  aksine bilgiyi geri alma alıştırması yaparsınız.

Bunu, materyalle ilgili soruları yanıtlayarak veya testler yaparak yapabilirsiniz. Yani öğrendiklerinizi kendinize sorular yoluyla hatırlatır ve tekrar edersiniz.

Pasif hatırlama, öğrenmenin gerekli bir parçasıdır, ancak öğrenmenizin çoğunun aktif hatırlamadan oluşmasını tavsiye ederim.

17. Bilgi Kartları

Bilgi kartları, popüler bir çalışma aracıdır.

Zaten kelime kartı kullanıyorsanız, bunları doğru şekilde mi kullanıyorsunuz?

İşte bilgi kartlarından en iyi şekilde yararlanmak için bir teknik:

  • Kartın önüne öğrenmek istediğiniz denklemin terimini, kavramını, kelimesini veya adını yazın.
  • Kartın arkasına, sol üst köşeye açıklamayı, tanımı veya tam denklemi yazın. Mümkün olduğunca kendi kelimelerinizi kullanın.
  • Sağ üst köşeye terimin ait olduğu kategori veya konuyu yazın. Bir kelime ise, kelime türünü yazabilirsiniz. Örneğin: isim, fiil, sıfat. Tarihte bir kavram veya olay ise, ait olduğu konuyu veya üst düzey kategoriyi yazabilirsiniz.
  • Sol alt köşeye, terimi içeren bir cümle veya örnek yazın.
  • Sağ alt köşede terimi temsil eden bir resim, şema veya grafik çizin.

Yukarıda listelenen adımların tamamı her durumda geçerli olmayacaktır.

Ancak mümkün olduğunca çok adımı uygulamak iyidir çünkü bu öğrenmenizi hem eğlenceli hale getirecek hem de kolaylaştıracak.

18. Bilgileri Daha Akılda Kalıcı Hale Getirmek İçin Parçalama Tekniğini Kullanın

Parçalama, bir konuyu alt konulara veya bir öğe listesini daha küçük öğe gruplarına ayırdığınız bir hafıza tekniğidir.

Parçalama, bilgilerin hatırlanmasını kolaylaştırır.

İşte basit bir örnek:

Aşağıdaki öğeleri içeren bir alışveriş listeniz olduğunu varsayalım;

  • Mısır
  • Brokoli
  • Sıvı  yağ
  • Salatalık
  • Ketçap
  • Karpuz
  • Un
  • Pirinç
  • Hindistan cevizi sütü

Bu listeyi renge göre dört alt listeye ayırabilirsiniz:

Sarı öğeler

  • Mısır
  • Sıvı yağı

Kırmızı öğeler

  • Kırmızı biber
  • Ketçap

Beyaz öğeler

  • Un
  • Pirinç
  • Hindistan cevizi sütü

Yeşil öğeler

  • Salatalık
  • Brokoli

Renklerine göre düzenlendiği için alışveriş listenizdeki öğeleri hatırlamanız çok daha kolay olacaktır.

19. Mümkün Olduğunca Çok Duyunuzu Kullanın

Sizi birkaç yıl önce başka bir yere götüren bir koku ya da şarkı duydunuz mu?

Öyleyse, anıları kodlama şeklimizde duyularınızın önemli bir rol oynadığını anlayacaksınız.

Dokunma, görme ve ses gibi duyusal uyaranların öğrenmeye yardımcı olabileceği fikri, ünlü “Montessori” metodunun temelidir.

Öğrenme sürecine ne kadar çok duyu yüklerseniz, bilgiyi o kadar iyi hatırlarsınız.

Örneğin; temel kavramları özetlemek için resimler ve grafikler kullanabilirsiniz.

Ek olarak, hafızanızı geliştirmek için çeşitli uygulamalı öğrenme biçimlerini de deneyebilirsiniz (model oluşturma gibi).

20. Aralıklı Tekrar

Aralıklı tekrarlarda, öğrenciler aynı bilgileri zaman içinde artan aralıklarla gözden geçirirler.

Araştırmalar, aralıklı tekrarlamanın “üst üste tekrara” kıyasla daha fazla bilginin, uzun süreli belleğe kodlanmasına neden olduğunu göstermiştir.

Bu tekniği uygulamak için, aynı bilgiyi zaman içinde uzayan aralıklarla çalışmayı deneyin.

Örneğin, yeni bilgileri öğrendikten sonraki bir gün içinde ilk gözden geçirmeyi yapabilirsiniz, ardından sonraki gözden geçirme üç gün sonra, ardından bir hafta sonra, ardından üç hafta sonra vb. olabilir.

Bu can sıkıcı gelebilir ancak uzun vadede size birçok saat kazandıracak!

Bu yazıda öğrencilerin kullanması için birçok hafıza tekniğini paylaştım.

Hepsini aynı anda kullanmanızı önermem. 

Çok fazla var!

Listeyi bir kez daha gözden geçirmenizi ve sizin için en yararlı olacağını düşündüğünüz 2 ila 3 tekniği seçmenizi tavsiye ederim.

Birkaç hafta boyunca bu 2 ila 3 tekniği tutarlı bir şekilde kullandıktan sonra, listeye geri dönün ve uygulamak için yeni teknikler deneyin.

Zamanla, bilgileri hatırlama yeteneğinizde büyük bir gelişme göreceğinize eminim. Ve eminim ki daha kendinden emin ve bilgilerinize güveniyor olacaksınız.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.