Fiziksel Açlık mı Duygusal Açlık mı?

İnsanların yeme isteği üzerine pek çok bilimsel ve psikolojik araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalar sonucunda ise pek çok insanın önlemez yeme isteği, huzuru ve mutluluğu yemekle bağdaştırması üzerine ‘’Duygusal Açlık’’ ortaya çıkmıştır. Şişman olmak kimsenin tercih ettiği bir seçim değildir. Ancak mutsuz bir evlilik, stresli bir iş ortamı, kontrol edilemeyen öfke, korku, stres, kaygı gibi duygular…insanın yemek yemeğe olan eğilimini arttırır. Aslına bakarsanız ruh haliniz yeme eğiliminizle doğru orantılıdır.

Peki Duygusal Açlıktan mı yiyoruz, yoksa gerçekten aç olduğumuz için mi?

Bunu nasıl ayırt edebiliriz?

Fiziksel açlık;

-Fiziksel olarak acıktığınız zaman vücut size haber verir. Midenizden gurultular gelmeye başladı zaman gerçekten acıkmışsınız demektir.

-Fiziksel olarak acıktığınız zaman gözünüz bir şey görmez en sevmediğiniz yemek bile size baldan tatlı gelir.

-Aceleci değildir. Ertelenebilir.

-Sık sık açlık hissetmezsiniz. Öğününüzden 4 saat geçtikten sonra acıkmaya başlarsınız.

-Doyma hissine ulaşırsınız. Yemeğin porsiyonu büyük geldiğinde doyduğunuzu hisseder yarıda bırakırsınız. Ya da diğer bir yemeğe geçmek istemezsiniz.

-Fiziksel açlık amaç değil karnınızın doyması için bir araçtır.

-Gerekliliktir.

Duygusal Açlık;

-Fiziksel açlığın tam tersi olarak ilerler. Sevmediğiniz bir iş yapıyorsunuzdur.

Örneğin, Ders çalışmak zorundasınız ancak ders çalışmak istemiyorsunuz. Yemek yemeği ya da abur cuburları bir kaçış olarak görürsünüz.

-Belirli yiyeceklere sabitlenirsiniz. Süt tatlıları, çikolata, kurabiye, kek…

-Size sinyali veren bu kez mideniz değil beyninizdir. Beyine söz geçiremezsiniz.

-Ruh halinizle doğru orantılıdır. Çok üzgünsünüzdür. Mutlu anlarınızda yediğiniz yiyeceklerin mutluluk vereceği düşüncesiyle Pasta, çikolata gibi şeker oranı yüksek yiyeceklere kitlenirsiniz.

-Doyma hissini kaybeder tıkınırcasına yeme arzusu içine girersiniz. Yedikçe tüm korkularınız, hırsınız, stresiniz geçiyor gibi gelir ta ki mideniz bulantı olarak reaksiyon verene kadar.

-Suçluluk duygusuna iten bir açlık şeklidir.

İştah üzerinde Sosyal Medya’dan Reklamlara, açık büfelerden brunchlara, menülerden özel günlere hatta market raflarına kadar pek çok çevresel faktör etkilidir.

Gelin sizlerle bir Duygusal Açlık Testi yapalım…

Gerçekten aç olduğunuz için mi yiyorsunuz yoksa başa çıkamadığınız duygularınızı yemek yiyerek mi bastırıyorsunuz?

DUYGUSAL AÇLIK TESTİ

1.Canı sıkıldığı zaman soluğu mutfakta alır kendime harika bir kek yaparım.

2.Geceleri uykudan uyanır kendimi buzdolabıyla bakışırken bulurum.

3.Akşam yemeklerini en 18.30’da yer çok çok özel bir ortamda olmadıkça ağzıma lokma koymam.

4.Çikolata benim vazgeçilmezimdir. Günün hiçbir saati onu yemeği ertelemem.

5.Seyahate gittiğimde gittiğim yerde meşhur olan tüm yiyecekleri patlama noktasına kadar yerim.

6.Tatlı krizlerimi, tarçın, muz, pekmezle bastırırım.

7.Depresyona girdiğimde kendimi market raflarında cipsler ve şekerlemelerle bakışırken bulurum.

8.Şişmanım ve halimden de çok mutluyum neden yemeyeyim.

9.Hayat kısa ölünce zaten yiyemeyeceğim.

10.PMS dönemlerinde doyma hissini kaybederek duvarları bile ısırmak istiyorum.

11.Porsiyon kontrollerine dikkat ederek ara öğünleri asla atlamam.

12.Şeker ihtiyacı duyduğumda kahvenin yanında yediğim bir hurma ya da 2 parça bitter yeterli oluyor.

13.Eşim işten gelirken koca bir tatlı kutusuyla gelirse bunu bana olan aşkının boyutu olarak görürüm.

14.Prensiplerim vardır. Ortam da ne kadar çok yiyecek dahi olsa besin değeri yüksek olanlardan bir porsiyon hazırlarım.

15.Kaçamak günlerim vardır ve saatine çok dikkat ederim.

İŞTE SONUÇ

Yukarıdaki sorulara verdiğiniz evet cevaplarını sayın. Bu sorulardan

3,6,11,12,14,15 dışındaki soruların en az 6’sına evet cevabı verdiyseniz Duygusal Açlık yaşıyorsunuz demektir.

DUYGUSAL AÇLIKLA NASIL BAŞA ÇIKARIZ?

1.Aniden gelen yeme isteğinizi erteleyin. O an kendinize gerçekten aç mıyım bu bana zihnimin bir oyunu mu diye sorun?

Eğer ki vücudunuz size açlık sinyali vermiyorsa o an durumu size unutturacak başka şeylere odaklanın. Alışveriş sitelerine bakın, kitap okuyun, elinizdeki işi bitirin, yürüyüşe çıkın.

2.Bir anda gelen tatlı yeme isteği ve mutluluk arzusu

Canınız o an tatlı çekti diyelim. Kendinize sade bir kahve yapın kahvenin yarısına geldiğinizde o tatlı isteğinin yavaş yavaş kesildiğini göreceksiniz.

Baktınız çok şiddetli yanında 1 hurma yiyin ya da arasına ceviz koyduğunuz 2 adet gün dönümü kayısı. Belki yüzde 80 bitter çikolata ile kendinizi yatıştırın.

ARA ÖĞÜN; olarak kendinize kivi, greyfurt, yeşil elmadan oluşan bir mini tabak hazırlayıp üzerine Türk kahvesi serpiştirin.

Tarçını olabildiğince öğünlerinize yerleştirin.

1 Bardak kefirin için taze meyveler eklediğiniz smoothie hazırlayın.

Yulaf ve Meyvelerden kendinize sağlıklı toplar yapın kahvenin yanında tüketin.

3.Spor yapın. Eğer buna imkânınız yoksa yürüyüş yapın.

Spor ya da egzersiz yapmak endorfin hormonunu arttırır. Böylece mutluluğu yiyeceklerde aramak zorunda kalmazsınız

Yine spor yaptığınızda şu algı oluşur zihninizde o kadar bedenim için sağlıklı bir şey yaptım çok da yoruldum şimdi bu pizzayı yersem bütün emeklerim çöpe gidecek.

4.Tv karşısında geçirdiğiniz zamanın bir bölümünü kitap okuyarak geçirin.

Tv karşısında gelen yeme isteği bir kitaba odaklandığınızda kaybolacaktır.

5.İş yerindeki çay kahve molaları için yanınızda mutlaka evden götürdüğünüz ara öğünler olsun. Böylece çaya bisküvi batırıp yemek yerine

Meyve, çiğ kuruyemiş, leblebi, kefir, evde hazırlamış olduğunuz meyveli yoğurt, sağlıklı toplar, glütensiz unlardan hazırlanmış kekler tercih etmiş olursunuz.

5.Öğün planlaması yapın.

 

Gün içerisinde sabah ne yiyeceğinizi akşam ne pişireceğinizi bilirseniz onun dışına çıkmazsınız. Ama akşam gelince eşinizle birbirinize bakıp ne yiyeceğiz sorusunu soruyorsanız geçmiş olsun. Bakliyat gününüz, sebze öğününüz, protein saatiniz mutlaka olmalı. Aman deyim!

Unutmayın Her şey beyinde biter duygularınızın esiri olmayın.

 

 

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.