Çocuklar İçin Sağlıklı Yemekler Erişte tarifi

Bu yazıda, çocuklarımız için güzel bir beslenme alternatifi olarak; karbonhidrat ve protein ile zenginleştirilmiş bir erişte tarifim var. Yaz sebzeleri ile erişte yapacağım ve içine biraz da kemik suyu koyacağım. Merak ediyorsanız, hadi başlayalım!

Neye ihtiyacımız var? Köy eriştesine ihtiyacımız var. Ben, makarnaya iyi bir alternatif olarak erişteyi seviyorum.

Açıkçası, büyüme çağındaki çocuklar da karbonhidratı fazlasıyla seviyor. Patates, makarna, pilav; çocuklar bunlara çok meraklı oluyorlar. Nedeni de çok basit! Bunlar; hızlı bir şekilde glikojene dönüşen yani enerji kaynağı olan karbonhidratlar. Ancak tabi ki tercihiniz, kompleks olanlar, yani kana yavaşça karışanlar olmalı. Bu nedenle, köy eriştesi, benim için seri üretimden çıkmamış temiz bir gıda kaynağıdır.

Bu tarifte kullanacağım erişteyi, kızımla birlikte Asos’ta bir teyzeden almıştık. Onun dışında, evdeki sebzeleri kullanacağım. Biraz kabağım var, biberim var, biraz da salata için kullandığımız ve bebek ıspanak dediğimiz ıspanağım var. Sebzeli bir erişte yapacağım, ancak suyunu daha farklı yapacağım. Asıl besleyiciliği suyunda olacak. Bunun için, önceden hazırladığım kemik suyunu kullanacağım.

Kemik Suyunun Faydaları

Kemik suyunun faydalarını saymama gerek yok, ancak kısaca yine de anlatmak istiyorum. Kemik suyu, aslında, özellikle dana gibi büyükbaş hayvanların kolundan ve o kemiklerin içerisindeki ilikten elde edilmektedir. Kemikleri, çok yavaş bir şekilde kaynatıyoruz. Kaynattığımız zaman, içerisindeki ilik içerisindeki kolajen açığa çıkıyor. Çünkü, biliyoruz ki; bizim vücudumuz için temel yapı taşı olan proteinlerin içerisinde amino asit var. Amino asitler de; kas kaybı yaşamamamız için, hızlı iyileşmemiz için, bağışıklık sistemi ve aynı zamanda sindirim sistemi problemlerimiz için çok önemli. Bu nedenle, bol bol kemik suyu tüketmenizi öneririm. Gerçi ben et tüketmiyorum ama kızıma veriyorum.

Kemik Suyu Nasıl Hazırlanır?

Kasaptan iki kilo dana kol aldım, kol derken kol bölgesindeki kemikten aldım. Çok büyük, beş litrelik bir tencerede, 5 litre su ile birlikte, içine tuz ya da başka herhangi bir şey eklemeden, çok kısık ateşte 12 saate yakın pişirdim. Daha sonra, suyun içerisine soğan, rendelenmiş havuç ve biraz, tuz, karabiber ve baharat kattım. Sonrasında, elimde güzel bir et suyu olmuş oldu. Onu da, eriştemin bazı yapacağım. Yani, erişteyi biraz haşlayacağım, daha sonra hafif sertleşmeden önce ateşten alıp, diğer sebzeleri ince ince doğrayıp soteleme işleminin bir süresinden sonra, kemik suyunu ekleyeceğim ve hepsini karıştıracağım. Hafif sulu bir erişte olacak.

Bu, biraz böyle, Uzak Doğu’nun ramen adı verilen çorbalarına benziyor. Uzak Doğu’da, etli ve bol sebzeli çok besleyici bir çorba yaparlar. Ben de, bu tarifte bunu yapmak istedim; çünkü, annelerin çocuklara genelde köfte yanına patates kızartması, sosis gibi şeyler hazırladıklarını görüyorum. Ben, bol sıvı beslenmenin, çocukların sindirim sistemi için çok gerekli olduğunu düşünüyorum. Aşırı kuru beslenme, uzun vadede sindirim problemlerine yol açıyor. Sindirim problemlerinin; hem uykusuzluk hem de hiperaktiviteye neden olduğunu biliyorum. O nedenle, çocuklara bol bol sulu yemek yapmak gerekiyor. Örneğin, içerisinde patlıcan, kabak, havuç, bezelye, taze fasulye ile güzel bir yaz türlüsü olabilir.

Malzemeler

4-5 adet köy biberi,
1 adet kabak,
5-6 adet cherry domates,
2-3 avuç erişte,
Tuz (isteğe bağlı)

Nasıl Yapılır?

İlk olarak, biberleri yıkayıp, tohumlarını çıkarıp temizledikten sonra, uzunlamasına olacak şekilde ikiye ayırıyoruz ve ince ince, jülyen doğruyoruz. Biberin, çok yüksek bir C vitamini kaynağı olduğunu söylemeliyim. Bu nedenle, özellikle kahvaltınızda, çarliston ve sivri bibere yer verin. Zaten, bol lifli ve bol posalı şeyleri tükettiğinizde, sindirim problemi yaşamazsınız. Aynı zamanda, çiğ sebze ve meyvelerden almanız gereken enzim, vitamin ve mineralleri alacağınız için, beslenmenizin %80’i mutlaka bitkisel ağırlıklı olmalı. Yani nasıl olacak?

Örneğin, öğle yemeğinde 200 gram et yiyorsanız, onun yanında, etin üç katı kadar bol yeşillik, özellikle de koyu yeşil yapraklı sebzeler olmalı. Örneğin, taze ıspanak. Ispanağın şuan mevsimi olmasa da, sera mahsulü, körpe ıspanak dediğimiz bebek ıspanağı ben alıyorum; çünkü gerçekten, koyu yeşil yapraklı yeşilliklerin besleyici değerleri inanılmaz. Bu nedenle, her öğünde, çiğ de olsa mutlaka sebze ve meyve tüketelim.

Tarife dönelim… Biberleri güzelce kestikten sonra, kabağa geçiyoruz. Kabak sevmeyen yoktur gibime geliyor. Yalnızca kabak yiyerek yaşayabilirim, kızım da çok seviyor. Kabakların kabuğunu soyduktan sonra, ikiye bölüyoruz ve uzunlamasına, ince ince doğruyoruz. Kızartma sevenleriniz var mı bilmiyorum, ama yaz ayları gelince benim en zayıf tarafım, bol domates soslu yaz sebzeleri kızartması. Mevsiminde her şey güzel. Çok abartmadığınız sürece, ağız tadınızdan vazgeçmeden bir öğün o kızartmadan yemenizde hiç bir sakınca yok. İyi yaşam demek, sürekli olarak avokado ile besleneceğiz demek değil, lezzetli şeyleri de yiyeceğiz. Tabi ki sağlıklı seçimler yaparak, iyi yağları kullanarak, örneğin kızartmalarda zeytinyağı kullanabilirsiniz. Zeytinyağı, ısındığı zaman oksidasyona uğramayan, yani kimyasal yapısı bozulmayan nadir yağlardan biridir. Bu nedenle, kızartmalarda mutlaka zeytinyağı kullanın; çünkü, ısındığı zaman bütünsel yapısı değişen yağlar, bizim için uzun vadede çok tehlike arz ediyor. Zaten, uzun vadede obezite ve kalp-damar hastalıkları gibi pek çok problemin nedeninin de sağlıklı olmayan yağların tüketimi ve onların yanlış kullanımı olduğunu düşünüyorum.

Fazla yeşil oldu, biraz da domates ekleyelim. Youtube kanalımı takip edenler bilir, gökkuşağının renkleri gibi beslenmek gerekiyor, tek tip, tek renk olmaz, besleyici değil. Domatesin de bu tarife yakışacağını düşünüyorum.

Domates de, içerisindeki likopen ile inanılmaz bir antioksidan. Aynı zamanda, yemeklere de inanılmaz bir lezzet veriyor. Domates, ayrıca doğal tuz içerir. Domates ihtiyacınız olan tuzu karşılar. Bu nedenle, yaz aylarında domatesi bolca tüketirim, tadı da harikadır.

Sebzeleri hazırladıktan sonra, bir tencereyi ocağa alıyoruz ve erişteleri içine atıyoruz. Kaç kişiyseniz, göz kararı olarak ona göre erişte koyabilirsiniz. Erişteyi tencereye aldıktan sonra, üzerine su ilave ediyoruz. Bence erişte, makarnadan çok daha iyi, temiz ve güvenilir bir karbonhidrat kaynağı.

Eriştenin suyu kaynarken, diğer bütün sebzeleri yavaşça soteliyoruz. Önce biraz zeytinyağı ekliyoruz. Soteleme işlemi için, ben demir döküm tavaları çok seviyorum; çünkü, hem teflon tavalar gibi çok çabuk ısınmıyor, hem de çok yavaş pişirdiği için “Acaba dibi yandı mı?” diye tavada pişen şeylerin peşinde koşmuyorsunuz. Biberleri tavaya alıp biraz soteledikten sonra, jülyen doğradığımız kabakları ve küp doğradığımız domatesleri de ilave edip, ara sıra karıştırarak soteliyoruz. Daha sonra, biraz da ıspanak ekliyoruz. Sebzeler iyice yumuşadıktan sonra, kemik suyunu da ekleyip, altını kısıyoruz ve kapağını kapatıp suyunu çekmesini bekliyoruz.

Daha sonra, yumuşayan eriştelerin suyunu süzüyoruz ve suyunu süzünce bu karışımın içerisine dahil ediyoruz. Et suyu ile birlikte, güzelce karışacak. Ben bu tarifte tuz kullanmadım, ama siz isterseniz tuz da ekleyebilirsiniz. Suyunu tamamen çekmesini beklemedim, yukarıda da söylediğim gibi, ben biraz daha sulu seviyorum. Erişteleri de ekledikten ve karıştırdıktan sonra, artık servis tabağına alabiliriz. Sulu olması gerçekten çok güzel oluyor. Afiyet olsun!

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.