Bu Üç Adımı Uygulayarak Her Niyetini Manifest Ettir
Bugün sizlerle “Manifest ettirmek nedir?” cümlesinin cevabını paylaşacağım. Ancak bu sorunun cevabına geçmeden önce Türkçede manifest ettirmek diye bir sözcüğün olmadığını belirtmem lazım. Manifest ettirmek, İngilizce “manifestation” ve onun da kökeni Latince “manifestare” kelimesinden geliyor. Bunu Türkçeye tam olarak zuhur alandan, görülmeyen alandan görünür hale getirmek, ibraz etmek, beyan etmek, yani “tezahür ettirmek” olarak çevirebiliriz.
Tezahür veya Manifest Ettirmek Nedir?
Peki tezahür ettirmek, manifest ettirmek nedir? İnsanlık tarihi boyunca kullanılan tüm kelimelerin kökenine baktığımızda en doğru bilgilere ulaşabildiğimizi görüyoruz. Manifest ettirmenin, yani Latince manifestare kelimesinin kökenine baktığımızda bu fiil, eyleme geçmek ve görünür getirmek, yani tezahür ettirmek anlamına geliyor. Manifestare aslında bir fiil. Fiiller, eylem içerir. Fiiller eylem içeriyorsa tezahür ettirmenin kendisi olan “manifestare” de eylem içeriyor.
Manifestare her zaman için hayal etmenin, niyet ettiğimiz bir şey, yani tezahür ettirmek istediğimiz bir şey için eyleme geçmemiz gerektiğini bize anlatıyor. Öncelikle bunu iyice bir anlayalım. Çünkü belki size bugüne kadar manifest ettirmekle ilgili “Evrene sal gitsin”, “Dile benden ne dilersen”, “Kırmızı ipi bağladım, manifest ettiriyorum” gibi şeyler anlatılıyor. Bunlar eyleme dayalı tezahür teknikleri değil sevgili dostlar. Zaten tezahür ettirmek, eylemsiz bir davranış değildir.
Manifestare’yle aynı dil kökeninden gelen ve onunla benzeşen bir diğer kelimenin ne olduğunu biliyor musunuz? Manifesto. Manifestoyu ibraz etmek, beyan etmek olarak biliriz. Yani biz bir şeyi canlandırmak istiyorsak, yaşamımızda bir şeyi somutlaştırmak istiyorsak, yaşamımızda bir şeyi ibraz etmek ve beyan etmek zorundayız. Yani manifestin kendisi eyleme dayanmaktadır. Dolayısıyla biz bir şeyi tezahür ettirmek için oturup bekleyemiyoruz ya da dilek dileyemiyoruz. Dilek dilemek, şansa ve kısmete bağlıdır. Bu arada ben şansa da inanmam. Çünkü şansı kendimizin yarattığına ve şansa değil, şanslı ortamlara girdikleri anda o şansı kapabilen yani hazır olan insanlara inanırım. O yüzden de yine dediğimiz gibi manifest ya da manifesto, hazırlıklıysan ve bunun için bilinçli bir eylemdeysen gerçekleşir.
Manifest Ettirmenin İlk Adımı: Hayal Etmek
Peki tüm bunlar ne demek? Hayatında neyin gerçekleşmesini istiyorsun? Daha doğrusu sana şunu söyleyeyim: Albert Einstein diyor ya “Evren düşünceleri değil, eylemleri alkışlar”. Gerçekten de kuantum fiziği bize diyor ki eylem odaklı yaklaşım, eyleme geçmek gerekir. Her şey önce düşüncede başlar. Bunda hiçbir sorunumuz yok. Manifest ettirmenin, yani tezahür ettirmenin ilk adımı zaten hayal etmek. Bu ne demek? Hayalimde bir niyet oluşturuyorum. Bu benim hayalim, hayal yaşamım diyelim. Nedir senin hayal yaşamın? Öncelikle ne istediğine, neye arzu duyduğuna, neye ihtiyacın olduğuna bakman gerekiyor.
Hep söylüyorum: Niyetle dilek arasındaki fark, dilek dilemenin senin dışındaki bir evrenin, iradenin senin üstündeki bir iradenin senin için bunu gerçekleştirmesini beklemek ile alakalıyken niyet etmenin ise eylem içermesi, yani tezahür ettirmekteki gibi bir eylem ve sözle alakalı olmasıdır. Hayal ettiğim, vizyonumda hayalini kurduğum o her neyse bunun için eyleme geçmem gerekir. Diyelim ki arzu duyduğum, ihtiyaç duyduğum o şey benim için ideal bir ilişki ve hayat arkadaşımı arıyorum. Hayat arkadaşımı elde etmek, ona sahip olmak ya da onu tezahür ettirmek için niyetimle çalışıyorum.
Niyetin senin için vazgeçilmezin mi, önce buna bakman lazım. Çoğu insan biraz ayran gönüllü değil mi? Çoğu insan diyor ki milyoner olmak istiyorum, zengin olmak istiyorum, çok güzel ve yakın bir ilişki istiyorum, Instagram’da gördüğüm erkekler ve kadınlar gibi ideal aşkı istiyorum, mutlu bir evlilik istiyorum… Evet ama orada yaşanan şeylerle ilgili duygusal bir yakınlık kurmak, başka birinin sorumluluğu, kendi içindeki bir iletişim ve bir ilişkinin getirebileceği şeylerle yüzleşecek güçte ve hazırlıkta değilsen tezahür ettirdiğin o şeyin altında kalabiliyorsun. İşte o yüzden gerçekten niyetin senin vazgeçilmezin mi?
Manifest Ettirmek için Eyleme Geç
“Neysen Onu Çekersin” kitabımda anlattığım en önemli şeylerden bir tanesini sizinle paylaşayım. Ben şu andaki hayat arkadaşımı manifest ettirdim. Bunu özellikle çalışarak ve eyleme dayalı tezahür tekniklerini kullanarak planladım. Planladım, hayal ettim, tasarladım, niyet adımlarım hepsini tek tek çalıştım. Bunun için tabi ki pek çok farklı tezahür teknikleri var. Bunlar için zaman harcadım. Dediğim gibi şans hazır olana gelir. Şansımızı kendimiz yaratıyoruz. Ben hayat arkadaşımın karşısına geldiğim zaman onunla eşdeğer bir titreşim değerine sahiptim. Artık ona hazırdım. Hazır olduğum için hayat arkadaşım bana gelmişti. O yüzden senden, tezahür ettirmek istediğin her neyse ondan eşdeğer bir tezahür değerine sahip misin, ona bakmanı isteyeceğim.
Çoğu insan hayatlarında bir şey istiyor. Yakın bir ilişki istiyorsun, evlilik istiyorsun ama sen bakalım buna hazır mısın? Mesela diyorlar ki ben şöyle bir erkek istiyorum, boyu şöyle olsun, maaşı şöyle olsun, evi şöyle olsun filan… Tamam harika, bunları istemekte serbestsin. Bir kadın olarak zaten iste. Eğer bir kral istiyorsan önce hayatına bakacaksın. Sen gerçekten bir kraliçe misin Kraliçe değilsen, hala Kül Kedisi gibi davranıyorsan kralın karşına gelse de sen bir Kül Kedisi gibi gece 12’de balkabağına dönüşecek bir arabayla hayatına devam etmek zorunda kalabilirsin.
Gerçek yaşam, hazırlıklı olanların kendi şansını yarattığı ve tezahürün eyleme dayandığı bir yaşamdır. Kuantum fiziği bize bunu söylüyor. O yüzden ben sana burada hayal tacirliği, umut tacirliği yapmayacağım. Ama sana demiyorum ki ben asla tezahür ettiremezsin. Her şeyi tezahür ettirebilirsin. Sadece eylem adımlarını iyi bilmen, eyleme dayalı tezahür tekniklerine sahip olman, bilinçaltında farkında olmadan taşıdığın eşdeğer titreşimde olmanı engelleyen, tezahür frekansını engelleyen o bilinçaltı kaygılarının, korkularının ve inançlarının farkında olman ve bunları temizlemen, güçlendirici inançlar için kendinle özellikle çalışman gerekiyor. İşte bu yol keyifli bir yolsa senin için, niyetini gerçekleştirmek için bütün evren seferber oluyor. Bunu da bilmelisin. Bunu sana gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Eğer sen niyetinle eşdeğer bir tezahür alanındaysam bütün evren senin ona sahip olman için seferber oluyor. Bunu ben kendi hayatımda, danışanlarımın ve öğrencilerimin hayatında sayısız kez deneyimledim. Bazıları için bu durum bir mucize, bazıları için çok limitli bir şey, bazıları için sadece seçkin bir kitleye verilmiş üstün bir yetenek gibi görünebilir. Bunlardan hiçbiri değil sevgili dostum. Bir insanın sahip olduğu ve deneyimlediği her şeye bütün insanlar sahip olabilir. O yüzden zenginlik, mutlu bir ilişki, hayat arkadaşını veya ruh eşini tezahür ettirmek istiyorsan bütün bunların sadece senin elinde olduğunu söylemek istiyorum.
Üç Adımla Niyetlerini Manifest Ettir
İnandığın ve inancın ve kararındır. Kararın ise gerçekliğini oluşturuyor. O yüzden bu üç adıma bakmalısın. Neye inanıyorsun? İnancın kararındır, kararın ise gerçekliğindir. Hayatında farkında olmadan ilişki istiyorum diyorsun, belki de arkada bir bozuk plak gibi çalan ve bir erkeğin seni dövebileceğinden dolayı -belki öyle büyüdün çünkü- sınırlayıcı bir inancın var. Veya aklında bir kadının seni sadece paran, gücün, malın, mülkün ve unvanın için sevip bütün kadınların erkekleri sadece parası için kullandığını düşündüğün sığ bir kadın tipi var. Aldatılacağından korkuyorsun. Bütün bunlar senin inancını ve gerçekliğini şekillendiriyor. Sen her ne kadar bu insanlardan zarar görmüş, bunları istemiyor olsan da bilinçaltın onlarla eşdeğer bir titreşim alanı içinde ve sen farkında olmadan bir kuyruk gibi, bir gölge gibi onları her yere taşıyorsun. Öncelikle bunu fark edeceksin, sonra dediğim gibi niyetin senin için vazgeçilmezin mi, buna bakacaksın.
Ben ruh eşimi, hayat arkadaşımı bulmak için gerçekten artık geri dönülmez bir inanca sahiptim. Bunun için düzenli olarak çalıştım. Elbette çalıştım ama sonuç değdi mi, elbette değdi. Nasıl ki bir maraton koşucusu 42 kilometreyi bir saatlik antrenmanla koşamıyorsa, nasıl ki bir altın madalya sporcusu bütün bir hayatını buna vakfediyorsa senin de o kadar uzun olmasa da çaba harcaman gerekiyor. Manifest ettirmek dediğimiz şey öyle senin için çalıların altında yere düşmüş bir cüzdanı bulmaktan ibaretse o bir hırsızlık olur. O yüzden sen sadece senin için tasarlanmış muazzam bir bolluk ve bereket evreninde yaşadığını fark etmelisin. Dolayısıyla her şeyi tezahür ettirebilecek dair bir inancın kurşun geçirmez bir şekilde olmalı. Bütün bunları yapabilirsin. Sadece eyleme geçmen gerekiyor eyleme geçeceksin.
Hayal edeceksin, sonra niyetini bulacaksın. Niyetin senin için vazgeçilmez olacak. Yani artık silahı çekeceksin. Tezahür de ne olacak biliyor musun? Ateşlediğini o kurşun olacak. Kurşun o namludan çıkarsa bir daha asla geri dönmez. Hedefi vurmak istiyorsan önce namlunu iyi doldurmalısın, silahı doğru tutmalısın, namluyu hedefe doğru doğrultabilecek iyi bir atıcı olmalısın. Bütün bunlara sahip olmak için bütün tezahür adımlarını gidebilecek ustalıkta olmalısın. Bunu gerçekten istiyorsan Kuantum Tezahür Ustalığı Bütünsel Dönüşüm Programıma katılmanı öneririm.