Öze Dönüş Yolculuğu, TEKAMÜL
Hayatımız için önemli olan bir takım dönüm noktaları vardır sevgili dostlar ve bu dönüm noktalarından geçerken değişim ve dönüşüm kaçınılmaz olarak bizi bekler. Yaşamımız boyunca hem bedenimiz, hem ruhumuz ve hem de zihnimiz sürekli gelişir ve değişir. Bu değişimler bizim olgunlaşmamızı, gelişmemizi ve adeta bir evrim geçirmemize neden olur. Numeroloji sayesinde de öğrenebildiğimiz bu yıllarda önemli bir takım değişiklikler ve dönüşümler sayesinde farkındalıkla ilerlesek bizi bir adım ileriye götürür ve olgunlaştırır. Beden, ruh ve zihin olarak gelişmemize neden olur. Tekamül, önemli bir değişim dönüşümdür ve bir yeniliktir. Bilinmeyen ve her yeni şey de olduğu gibi tekamül sürecimiz de ilk başlarda stresli olabilir. Önemli olan bu aşamalarda yeniliklere ayak uydurmak ve değişimi bizim hayrımıza olacağını bilip farkındalıkla kabul etmektir. Birçok yerde “farkındalık” diyorum çünkü böylelikle nerede ne yaptığımızı bilip emin adımlarla ilerlersek kendimizi daha kolay yönetebiliriz.
Tekemül bir değişim, dönüşüm ve olgunlaşma yolculuğudur. Hepimizin hayatında kaçınılmaz olarak yaşayacağımız bu süreçte kendimize olan farkındalığımız artar. Kendimize ve dünyaya olan bakış açımız değişeceği için belki de bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktır.
Ruh, beden ve zihin olarak yaşamı bir bütün olarak yaşamayı seçenler, bu ruhani yolculukta şifacı ve görevli olduğunu anlayanalar ruhsal tekamülü önemseyeceklerdir.
Burada karıştırmamız gereken şey gelişim ile tekamülün ayrımına varmaktır. Gelişmek yaşamla ilgili daha çok bilgi toplamak daha konforlu yaşamak gibi içimizdeki isteklerle ilgili tamamen farklı bir düzeydir, daha çok nefsidir. Oysa tekamül ruhani bir yolculuktur. Kendi özüne dönmektir. Tekamül etmek demek kendini bulmak ve kendin olmak demektir.
Tekamül yolculuğu acı ile olmak zorunda değildir. Acı çekmek bizi bildiğimiz gibi tekamül ettirmez. Biz hayat amacımızdan, kendimiz olmaktan ve özümüzden uzaklaştığımızda bizi tekrar yolumuza döndürmek için acı, tekamülün kullandığı sadece bir araçtır. Asıl ruhun tekamülü neşe, sevgi, bolluk ve şifa ile olur.
Tekamül Aşamalarına şöyle bir bakalım sevgili dostlar.
Tekamül, bizim olgunlaşmamız, gelişmemiz, bir evrim geçirmemiz daha doğrusu değişip dönüşmemiz anlamına gelir. İlk aşama zihnimizde olup bitenleri fark etme, anlama ve zihnimizi yönetebilmeyi öğrenme adımıdır. Bu ilk adım çok önemlidir. Çünkü bunu fark etmemizle birlikte artık başkalarından veya durumlardan bağımsızlaşmaya ve etkilenmemeye başlarız. Kendi dışımızda olup biten artık bizim dışımızdadır. Her şeyin kendimizde başlayıp kendimizde bittiğini anlarız. Kişileri veya olayları suçlamaktan vazgeçer, beklentilerimizi bırakır hatta artık onlar hakkında konuşmayız bile çünkü artık tamamen kendi iç dünyamız ile meşgulüzdür. Bilinçli bir farkındalık geliştiririz. Bu aşamada çok kitap okur, sorgular, seminerlere, eğitimlere katılır, kendimiz gibi düşünen arkadaşlar edinir, kendimize dönüp kendimizi tanımaya ve kendimizle yüzleşmeye çalışırız. Bu yüzleşme bazen kolay olmayabilir. Kısacası kendimize yatırım yapmayı öğreniriz. Bu evre biraz zaman ister. Bazen kendimizi ve hayatımız değiştirebilecek ideal formülü bulduğumuzu sanır ama bir bakarız ki bu da yeterli değilmiş. Arayışa ve sorgulamaya devam eder, yeni bilgiler peşinde koşar yine tam buldum der ve tekrar kaybederiz. Taaa! ki tek bir formülle her şeyin bir anda çözülemeyeceğini ve yaşayarak adım adım sabırla uygulamaları yaparak tekamül sürecinin bir ömür belki de bir kaç ömür alabileceğini kabul edene kadar… Bunu kabul ettiğimiz zaman tekamül yolculuğumuz ikinci evreye geçer. Ancak birinci evre hep devam etmelidir.
İkinci evrede kendimizi daha iyi tanır, daha dengede ve zihin-ego oyunlarını belli ölçüde kontrol edebilir ve daha hızlı bir şekilde olumsuz bilinçaltı kalıplarından özgürleşmeye yoğunlaşırız. Kendimizle bağlantıya geçtiğimizde ruhumuzla temas etme isteği büyümeye başlar. Ruhumuzla temas etmeyi öğrendiğimizde daha sağlam adımlarla ilerlemeye başlarız. Bu evrede dikkat etmemiz gereken konu sezgilerimizi kullanıp bize en doğru yöntemi bulmaktır. Bu aşamada ilk evredeki kadar çok konuşup paylaşımda bulunmayız, kendimizle baş başa kalmayı daha çok ister ve bunun için vakit ayırırız. Hayatımız için anlamlı ve değerli olmayan her şeyi yavaş yavaş hayatımızdan çıkarırız, buna etrafımızdaki insanlar da dahil olabilir. Maddesel arzular giderek minimize olur. Bu yolda düzenli olarak pratiklerimizi yerine getirmeye devam ettiğimizde yoğun bir şekilde tüm canlılara yardım etme arzusu, sonsuz genişleme arzusu, Tanrıyla bir olma arzusu gibi manevi arzular açığa çıkmaya başlar.
Her iki aşamada da ara sıra ego gelip bizi yanıltmaya çalışır. Tekamül yolunda dikkat edilmesi ve yönetilmesi gereken en önemli şey egomuzun bize kurduğu tuzaklardır. Bunlardan bazıları yoldan çıkarma taktikleridir, bazen durmadan bilgi edinme açlığı, tek bir formül bulup hemen her şeyi değiştirme arzusu ya da ”ben oldum” demektir. En önemlilerinden biri de artık başımıza hiçbir olumsuzluk gelmemesi gerekiyormuş beklentisine düşmemizdir. Aman dikkat bu da bir ego tuzağıdır.
İkinci aşamada ilerleyebilmemiz için hem birinci aşamayı sürdürmeye devam etmeli hem de ruhsal çalışmalarımızı düzenli olarak sabırla yapmamız çok önemlidir. Zihinsel alanımızı temizlememiz ve yönetebilmemiz ne kadar güçlü olursa ruhsal alandaki çalışmaları da o kadar güçlenecektir.
Bu arada bir de tekamül yolculuğumuzun bedensel aşaması vardır. Zihinsel ve ruhsal çalışmalarda ilerledikten sonra, tüm bunlara eş zamanlı olarak bedenimizle olan ilişkimizde değişmeye başlar. Ancak burada şöyle bir sorunla karşı karşıya kalabiliriz zihinsel ve ruhsal alanda da çalışmaya başlamış olsak da hala bedensel alanda çalışmaya başlamamışsak bedenimiz tekamülü yavaşlatır, hatta bizi durdurup, geriye bile attırabilir. İnsanın zihin-beden ve ruh boyutunun üçü de bir birini etkiler. Doğru beden hareketleri ve doğru beslenme zihni olumlu yönde etkilediği gibi zihindeki sakinlik ve temizlik de ruha açılan kapıyı daha çok aralar. Ruhsal alanda derinleşme de bedeni besler, zihni genişletir. Bu yüzden her zaman Yoga felsefesindeki şu sözü hatırlamakta fayda var ”Ne yersen ona dönüşürsün, ne düşünürsen ona dönüşürsün”
Mevlana’nın Tekamül Anlayışı,
Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.
Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.
Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum.
Öyleyse ölümden korkmak niye?
Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm,
Ya da alçaldığım görüldü mü?
Bir gün insan olarak ölüp,
Işıktan bir yaratık,
Rüyaların meleği olacağım.
Fakat yolum devam edecek,
Allah’tan başka her şey kaybolacak.
Hiç kimsenin görüp duymadığı bir şey olacağım.
Yıldızların üstünde bir yıldız olup,
Doğum ve ölüm üzerine parlayacağım.
Sevgide kalın.
Ali Cihan