Renk körlüğü nedir, renk körü olduğunuzu nasıl anlarsınız?

Herkes dünyayı aynı şekilde görmez. Renk körü olan insanlar örneğin kırmızı ve yeşil gibi belli renkleri ayırt edemezler. Renk körü insanlar kör insanlar değildirler. Sadece renkleri farklı şekilde algılarlar. Peki bu renk körlüğü tam olarak nedir?

Öncelikle Renkleri Görmeyi Anlamak Gerekir

Çevredeki ışıklar göze girdiklerinde, bu ışıklar gözün arka kısmında retina adı verilen katmanda odaklanırlar. Bu bölgede milyonlarca küçük ve ışığa karşı hassas fotoreseptör adı verilen hücreler bulunur. Gelen ışınlar bu özel fotoreseptörler ile etkileşime girdiklerinde, beyne optik sinir aracılığıyla elektrik sinyalleri formunda bilgi gönderirler.

İnsan gözünün iki temel fotoreseptör türü vardır: çubuk ve koni. Çubuklar çevresel görüş için ve ayrıca gece, düşük ışık koşullarında görmek için kullanılırlar. Renkleri ayırt etmekte bir faydaları yoktur. Diğer yandan koni hücreleri ise renk görüşü için gereklidirler ve görüşümüzün temel parçası olan keskin detayları görmeyi sağlarlar. Genelde retinanın merkezinde bulunurlar.

İnsanlarda renk görüşü için üç koni türü vardır: mavi, yeşil ve kırmızı. Bunlar onları en çok uyaran ışık renklerine karşılık gelirler. Farklı koni türleri farklı ışıklara içerdikleri pigmentlere göre farklı tepki verirler. Farklı dalgaboylarının kombinasyonu ile farklı koni türlerinin aktivasyonu sağlanır ve böylece insanlar pek çok farklı rengi ve tonu ayırt edebilir hale gelirler.

Renk Körlüğü Nedir?

Koni hücrelerinde bir veya birden fazla pigment mevcut olmadığında veya pigmentte onun işlevlerine engel olan bir genetik mutasyon olduğunda, koniler ışığın belli dalgaboyları tarafından uyarılamazlar. Bu da renk körlüğüne sebep olur ve bu rahatsızlıkta renkleri ayırt etmek veya belli renkleri algılamak mümkün olmaz.

Tüm Renk Körleri Renkleri Aynı Şekilde mi Algılarlar?

Renk körlüğünün farklı türleri vardır ve bazılarının genetik sebepleri varken, bazıları ise maküler dejenerasyon, diyabet veya ilaçlardan kaynaklanan hasardan kaynaklanırlar.

Örneğin renk körlüğünün görece yaygın kalıtsal bir formunda, yeşil ışığa karşı hassas olan koni hücreleri mutasyona uğramışlardır ve yeşilden ziyade kırmızıya karşı hassas hale gelmişlerdir. Yani bu rahatsızlığa sahip insanlar yeşil rengi algılamakta zorlanırlar ancak diğer renklerde bir sorun yaşamazlar. Daha nadir başka bir renk körlüğü türünde ise kırmızı koni hücreleri hiç yoktur ve bu nedenle sarı, kırmızı ve yeşil arasında fark görülemez ve bazı renklerde parlaklık da azalmıştır.

Renk körlüğüne sahip olan çoğu insan renkleri görür ancak hepsini göremez. Renkler arasındaki farkları ayırt etmeleri daha zor olur ve rengi koyu veya açık olmasına göre değişebilir. Çok nadir olsa da tam renk körlüğü de mevcuttur. Bu rahatsızlığa sahip insanlar sadece siyah beyaz ve grinin tonları halinde görürler.

Renk Körü Olduğunuzu Nasıl Anlarsınız?

Göz doktorlarının kullandığı bir renk körlüğü testini kullanabilirsiniz. Bu test renk körü olduğunuzu anlamanızı sağlar.

Genelde Ishihara testi kullanılır ve bu testte içerisinde sayılar bulunan renkli daireler kullanılır. Eğer her bir dairedeki tüm renkleri görebiliyorsanız renk görüşünüz muhtemelen normaldir ve tüm konileriniz işlerini yapıyorlardır. Eğer bazı dairelerin içerisinde rakam göremiyorsanız, bu durum görüşünüzde bir eksiklik olduğu anlamına gelir.

Bu testte rastgele dağıtılmış gibi görünen daireler normal görüşe sahip bir insanın sayıları görmesine izin verecek ancak renk körlüğüne sahip birisinin görmemesini sağlayacak veya farklı bir rakam görmesini sağlayacak şekilde düzenlenmişlerdir.

Sebepleri ve Risk Faktörleri

Farklı renk körlüğü türleri farklı insan gruplarını etkiler. Örneğin en yaygın olan kalıtımsal renk körlüğü türlerinden olan kırmızı-yeşil renk körlüğü erkekleri kadınlardan daha fazla etkiler. Çünkü bu rahatsızlıktan sorumlu olan genler X kromozomu ile taşınırlar. Erkeklerde annelerinden gelen bir X kromozomu ve babalarından gelen bir Y kromozomu vardır ve kadınlarda ise her iki ebeveynlerinden gelen iki X kromozomu vardır.

Eğer bir erkek X kromozomunda hatalı genle doğarsa, renk görüşüne yardımcı olacak ikinci bir X kromozomu bulunmaz.

Diğer yandan bir kadında X kromozomlarından bir tanesinde hatalı gen varsa ama diğeri normalse, bu normal renkleri görmek için yeterli olabilir. Sadece iki X kromozomu da hatalıysa kadınlarda kırmızı-yeşil renk körlüğü olur ama çok nadirdir.

Mavi-sarı renk körlüğünde ise mavi ışık ve sarı ışık fotoreseptörlerini etkileyen genler iki cinsiyette de eşit düzeyde bulunurlar ve bu nedenle iki cinsiyet de aynı şekilde etkilenir.

Diyabet, glokom, maküler dejenerasyon ve Alzheimer hastalığı gibi bazı hastalıklar da renk körlüğüne sebep olabilirler. Diğer sebepleri arasında kalp ilaçları, yüksek tansiyon, enfeksiyonlar, yaşlanma ve kimyasallara maruz kalma gibi faktörler yer alırlar.

Renk Körlüğünün Tedavisi Var mı?

Maalesef kalıtımsal renk körlüğünün bir tedavisi yok ancak bazı gözlükler, lensler ve görsel yardımcılar ile renkler arasında ayrım daha kolay hale gelebiliyor.

Renk körlüğü genetik dışındaki diğer faktörlerden kaynaklananlarda altta yatan rahatsızlıkları tedavi etmek veya probleme yol açan ilaçları bırakmak faydalı olabilir. Ama bunun için öncelikle doktorunuza danışmanız uygun olacaktır.

Renk körlüğü rahatsız edici olsa ve bazı kariyer imkanlarını olanaksız kılsa da, görmeye ciddi bir engel değildir.

 

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.