Deve Dikeninin Faydaları Nelerdir?
Antioksidan ve antienflamatuar özelliklere sahip olan deve dikeni, vücudun, özellikle de karaciğerin detoksifikasyonu için yaygın olarak kullanılır. Bilimsel adı Silybum marianum olan deve dikeni genellikle Kaliforniya’da yetiştiriliyor. Deve dikeni enzim oluşumuna yardımcı olur, safra üretimini arttırır, iltihaplanmayı azaltır ve mukoza zarını yatıştırır.
Deve Dikeni Sağlığınıza Nasıl Fayda Eder?
Deve dikeni aslında 2.000 yıldan beri kullanılmaktadır. Asteraceae familyasının bir üyesi olup ayçiçeği ve papatyalar gibi diğer bitkilerle ortak özellikler gösterir. M.S 40 tarihinde Yunan hekim ve botanikçi Dioscorides, deve dikeninin şifa verici olduğunu ilk kez açıklayan kişi oldu.
Deve dikeni, kanser, yüksek kolesterol, diyabet, böbrek taşı, safra kesesi bozuklukları, kemoterapi, alkol, cilt hastalıkları ve daha birçok hasara neden olabilecek toksinleri vücuttan temizleyebilir.
Aynı zamanda bir antioksidan olan devedikeni, hastalık gelişimini engelleyen ve yaşlanma sürecini yavaşlatabilen E vitamini ve C vitamini gibi diğer önemli besin maddeleri açısından da güçlüdür.
Ayrıca deve dikeni doğal karaciğer destekçisi ve detoksifikatörü olarak bilinir. Karaciğer, günlük hayatımızda bir filtre görevi görüyor ve vücuttan zararlı maddeleri uzaklaştıran toksinlerden bizi korumak için sürekli çaba gösteriyor.
Deve Dikeninin 7 Faydası
1. Karaciğer Detoksifikasyonu ve Sağlık
Deve dikeni iyi bir karaciğer destekçisi ve güçlü bir detoksifikatördür. İşlenen toksinleri vücuttan çıkarırken karaciğer hücrelerini yeniden inşa etmeye yardımcı olur. Deve dikeni, alkol tüketiminin, gıdalardaki ve suyumuzdaki zehirli maddelerin, nefes aldığımız havadaki kirlilik ve hatta zehirlenmelerin zararlı etkilerini tersine çevirmede etkilidir.
Karaciğer aslında en büyük iç organımızdır ve bir dizi temel detoksifikasyon işlevinin gerçekleştirilmesinden sorumludur. Kanımızın vücudumuzdaki durumu çoğunlukla karaciğerimizin sağlığına bağlıdır. “Kan temizleyicisi” olarak karaciğer, vücudumuzdaki neredeyse tüm sistemi desteklemek için her gün kanı aktif olarak temizlemektedir. Karaciğer kanımızdaki zararlı maddelerin temizlenmesine, hormon üretimine yardımcı olur, vücudu detoksifike eder, vücudumuzun enerjisini sabit tutmak için kan dolaşımına glikoz salgılar ve ince bağırsağımıza safra sağlayarak yağı absorbe eder. Zayıf karaciğer fonksiyonu vücutta büyük problem yaratır.
Deve dikeni yağlı karaciğer sendromu, alkolizm, sarılık, sedef hastalığı, hepatit ve diğerleri gibi çeşitli karaciğer hastalıkları için tedavi edici rol oynar.
2. Kansere Karşı Korunmaya Yardımcı Olur
Deve dikeni tohumları, silymarin adı verilen antioksidan flavonoidinin (bitkisel kökenli bileşikler) kaynağıdır. Silymarin, bağışıklık sistemini artırarak, DNA hasarıyla mücadele ederek ve kanserli tümörün büyümesini tersine çevirerek kanser gelişimine yönelik riski azaltmada yardımcıdır.
2007’de, Minnesota Üniversitesi’ndeki araştırmacılar deve dikeni tedavisiyle ilgili şunları tespit ettiler:
Prostat, cilt, göğüs ve servikal hücrelerde kanser hücresi gelişimini engelleme de dahil olmak üzere silymarin’in güçlü antikanserojenik etkileri olduğuna dair kanıtlar vardır.
silymarin moleküllerinin yaklaşık %50 ila 70’i silybin türüdür. Bu antioksidan protein sentezini uyarır ve sağlıklı hücrelerin dış katmanını değiştirerek hasar ve mutasyona karşı korur.
Magna Graecia Üniversitesi Deneysel ve Klinik Tıp Bölümü araştırmacılarına göre, silymarin toksinlerin hücre zarı reseptörlerine bağlanmasını önlediği için bir kanser koruyucusu görevi üstlenmektedir.
3. Yüksek Kolesterolü Düzenlemeye Yardımcı Olur
ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi, deve dikenlerinin kalp hastalığının ana nedenlerinden biri olan iltihaplanmayı durduran güçlü bir ilaç olduğunu düşünüyor. Aynı zamanda kanı temizler ve arterlerdeki oksidatif stres hasarını önleyerek yüksek kolesterol düzeylerini düşürmeye yardımcı olur.
Halen resmi araştırmalara ihtiyaç duyulmasına rağmen, ön çalışmalar, silymarin deve dikeninin diğer geleneksel tedavi yöntemleri ile birlikte kullanıldığında, total kolesterol, düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol ve trigliserid düzeylerinin iyileştiğini göstermektedir.
Göz önünde bulundurulması gereken önemli bir husus, deve dikeninin olası kalp yararları üzerine gerçekleştirilen çalışmaların, yalnızca yüksek kolesterol seviyesine sahip olma eğilimi gösteren diyabetli kişilerle yapıldığıdır. Dolayısıyla, şu anda deve dikenlerinin diğer insanlarda aynı etkilere sahip olup olmadığı ve gelecekte kolesterol düzeylerini düşürmek için kullanılması durumu belirsizdir.
4. Diyabeti Kontrol Eder ve Önlenmesine Yardımcı Olur
Ulusal Sağlık Enstitüsüne göre, deve dikenlerinde bulunan silymarin’in, geleneksel tedavilerle birlikte alınmasının, şeker hastalığının kontrolüne yardımcı olabileceğini gösteren bazı güçlü araştırmalar var.
2006 yılında Tıbbi Bitkiler Enstitüsünde Farmakoloji Departmanı tarafından yapılan bir çalışmada, diyabetli hastalara silymarin verildiğinde, açlık kan şekeri ve insülin seviyeleri diğer hastalara kıyasla önemli ölçüde iyileşme gösterdi.
5. Safra Taşlarını Önlemeye Yardımcı Olur
Karaciğer, gıdalar, su ve hava yoluyla vücudumuza giren besin maddeleri ve toksinlerin işlenmesine yardımcı olan önemli bir sindirim organıdır. Safra kesesi, pankreas, bağırsaklar ve böbrekler gibi karaciğer ve diğer sindirim organları karaciğer sağlığını arttırmak için birlikte çalışır. Deve dikeni de safra taşı ve böbrek taşlarının önlenmesine yardımcı olabilir.
Deve dikeni, böbrekler ve dalağın yanı sıra safra kesesinin işlevini düzenler ve vücudu atıklardan arındırır.
6. Cilt Sağlığı
Çalışmalar, silyarininde bulunan fitokimyasalların, UV ışığınlarının neden olduğu oksidatif stresin önlenmesinde etkili olduğunu gösteriyor. Deve dikeni, cilt kanseri gibi cilt hastalıklarına neden olabilecek UV ile indüklenen oksidatif stresin güçlü bir inhibitörü olarak düşünülür. Araştırmalar aynı zamanda, deve dikeninde bulunan silyarinin cilde uygulandığında kanser tedavisi gören hastalarda radyasyon tedavisinden kaynaklanan cilt hasarını azalttığını da belirtti.
2008’de Alabama Üniversitesi Dermatoloji Bölümü araştırmacıları, güçlü UV ışığına maruz kalan farelerde , süt dikeni özü alan farelerin, almayan farelere kıyasla çok daha az hasar aldığını keşfetmiştir.
7. Yaşlanma Karşıtıdır
Deve dikeninin antioksidanları, vücuttaki serbest radikal hasarını önlemeye ve atıkları vücudunuzdan yardımcı olduğundan, yaşlanmayı yavaşlatabilir. Bu hem cildiniz hem de organlarınız için geçerlidir. Deve dikeni yetişkinlerde kalp hastalığı, kanser, diyabet, böbrek ve karaciğer hasarı, yaşlanmış cilt ve görme ile ilgili problemler gibi gelişen en yaygın ve ciddi hastalıklardan bazılarının riskini azaltabilir.
Deve dikenlerinin cildin koruyucu özellikleri, görünür yaşlanma belirtilerini azaltmak için harika bir seçenektir; bu nedenle, deve dikeni tüketimi, cilt kanseri ve cilt hasarını (örneğin, koyu lekeler, kırışıklıklar, çizgiler ve renk değişikliği) önlemenin kolay bir yolu olabilir. Aynı antioksidan özellikleri, gözlerinizin, eklemlerin ve kaslarınızın sağlığının korunması için yararlı olmaktadır.
Deve Dikeni ve Glutatyon
Silymarin, deve dikeninin aktif maddelerinden biri olup hastalık oluşumunu önlemede son derece yararlı olup, içeriğinde glutatyon adı verilen bir antioksidan bulundurur. İnsan vücudunda da bulunan glutatyon aynı zamanda bazı bitkilerde, mantarlarda ve alglerde de bulunur. En büyük rolü, kanser, diyabet, kalp hastalığı ve nörodejeneratif hastalıklar gibi hastalıklara yol açan oksidatif stresle mücadeleye yardımcı olmaktır.
Kısacası deve dikeni içerisinde bir mucize barındırır. Modern beslenme tarzında, kirlilik, toksinler ve ilaçlar, stres, travma, yaşlanma, enfeksiyonlar ve radyasyona neden olur ve tüm bunlar karaciğere ve vücuttaki glutatyona zarar verir. Deve dikeni, glutatyon değerlini arttırarak karaciğerin işlevlerini güçlendirmeye yardımcı olur.
Deve Dikeninin Önerilen Dozu
Deve dikeni ilaç yerine takviye olarak sınıflandırıldığından, aynı gözetim ve kalite kontrolüne tabi değildir. Aktif bileşenlerin miktarı, kullanılan farklı hazırlama yöntemlerine ve markaya bağlı olarak geniş çapta değişebilir. Şu anda piyasada bulunan, farklı dozlarda tavsiyede bulunan birkaç farklı bileşik mevcut.
Dozaj şu anda ulusal olarak standartlaştırılmadı, ancak çoğu kişi günde 20-300 miligram arasında tüketiyor.
Takviye tüketimi:
Günlük önerilen miktarı günde bir ila üç kez alınan 150 miligramdır. Sürekli kullanım için günde 50 ila 150 miligram uygun görülüyor. Dikkat edilmesi gereken asıl mesele süt dikeninin kalitesi, en azından %80 oranında saf devedikeni özü olmasına özen gösterin.
Çay formunda tüketimi :
Çay formunda tüketerek deve dikeninden yararlanmayı da deneyebilirsiniz. Ayrıca kendi deve dikeninizi yetiştirebilir ve ev yapımı çay yapabilirsiniz. Her küçük bitki yaklaşık 190 tohum içerir. Tohumları çıkarmak için bitkiyi baş aşağı çevirerek bir hafta bekletmeyi deneyin.
Daha sonra tohumları ezebilir ve yapraklarla süzerek çay yapabilir, çiğ yiyebilir veya kurutup toz haline getirebilirsiniz. Tohumları ve yaprakları derin dondurucuda tutarak ve daha uzun süre kullanabilirsiniz.
Deve Dikeninin Olası Yan Etkileri
Deve dikeni tüketmek çoğu zaman güvenli kabul edilir, çok az yan etki vakası bildirilmiştir. En sık görülen yan etkiler de bağırsak rahatsızlığı, müshil etkisi yaratması gibi fazla ağır sayılmayan rahatsızlıklardır. Tavsiye edilen doz aralığında alındığında, alerjik reaksiyonlar ve etkileşimler yaşanmaz.
Dikkat edilmesi gereken önemli husus ise; bazı durumlarda deve dikenlerinde bulunan antioksidanların, kemoterapi ilaçlarına müdahale etmesi. Deve dikeni, gerçek bir anti-kanser tedavisi olarak kullanılmadan önce, uygun dozların anlaşılması ve kan konsantrasyonlarının incelenmesi önem taşır