Yaşlanmayı Yavaşlatmanın 8 Yolu
İnsan hayatının doğal bir parçası olan yaşlanmayı tamamen kontrol etmemiz imkansız. Fakat bazı akıllı tercihler yaparak, bu süreci yavaşlatmak mümkün. Ayrıca dış görünüşünüzü etkileyen yaşlanma, vücudunuzun diğer sistemlerinde de gerçekleştiği için, yaşlanmayı yavaşlatma fikri sadece egonuza ve kozmetik bir amaca hizmet etmiyor. Bilim insanlarının bu konuda yaptığı araştırmalar doğrultusunda, yaşlanmanın şiddetini azaltacak önerileri Starre Vartan MNN’de, paylaşıyor, biz de sizlere sunuyoruz.
Diş ipi kullanmak: Diş eti çekilmeleri ciddi bir şekilde yaşlanmayı hızlandırıyor. Aynı şekilde diş kaybı ve bozulmalarının da daha yaşlı gözükmede etkisi var. Araştırmacılar, diş eti iltihabı ve çekilmelerinin, felç, diyabet ve solunum yolu hastalıklarıyla ilişkili olduğunu doğruluyor. Diş eti iltihaplanmasıyla savaşmanın en iyi yolu da diş ipi kullanmak. Uzmanlara göre, diş yüzeyinin %40’ına diş fırçası ile ulaşılamıyor.
Sebze ve meyve yemek: 2012’de yapılan bir araştırmaya göre, 6 hafta boyunca günlük sebze ve meyve tüketimini 3 porsiyon artırmak, cildinizin görünen sağlığını ve çekiciliğini artırmada elle tutulur sonuçlar sağlıyor. Araştırmayı yürüten St. Andrews Üniversitesi’nden Dr. Ross Whitehead, “araştırma süresince daha kötü bir beslenme alışkanlığı edinen deneklerin daha solgun göründüklerini söyleyebiliriz” diyor.
Eğlenmek: Sizin için eğlenceli olan, sizi güldüren ve hareket ettiren aktiviteler, fiziksel ve zihinsel çevikliğinizde yaşlanmaya bağlı bozulmaları azaltıyor. Diğer insanlarla oyun oynamak ya da ne kadar saçma gözükse bile kendi başınıza yaptığınız eğlenceli aktiviteler de bu listeye dahil.
Meditasyon yapmak: Meditasyonun hem ruhsal hem de fiziksel olarak insanlar üzerinde güçlü ve olumlu etkiler yarattığı yüzyıllardır biliyor. 30 günlük bir meditasyon programı öncesi ve sonrasında katılımcıları fotoğraflayan Peter Seidler de, ortaya çıkan sonuçlar karşılaştırıldığında gözle görülür değişimler olduğunu belirtiyor.
Sigarayı bırakmak: Sigara içmek kırışıklıklara neden olur. Nikotin, cildin en dıştaki katmanlarına giden kan akışını sınırladığı için, cildinizi, hayati önem taşıyan oksijen ve besleyici öğelerden mahrum bırakır. Ciltteki değişimler, 10 yıl boyunca sigara içtikten sonra ortaya çıkar. Ne kadar çok ve uzun süre içerseniz, cildiniz de o kadar kırışık olur. Erken dönemlerdeki cilt hasarları ise ilk başta gözle görülmezler.
Egzersiz yapmak: Sigara içmenin tam tersine, egzersiz yapmak cildinize daha fazla oksijen gitmesini sağlar. Araştırmalara göre de, egzersiz yapmaya başlayıp, cilt üzerindeki yaşlandırma karşıtı faydalarından yararlanmak için hiç bir zaman geç değil.
Yeşil çay içmek: Yeşil çay yaşlanmayı her anlamda yavaşlatsa da, özellikle cilt yaşlanmalarında oldukça etkili. Cildi yaşlanmaya karşı koruyan doğal çözümler üzerine çalışan Hindawi Dergisi’nden Dr. Ivana Binic, “yeşil çayla ilgili yapılan birçok araştırmanın ortak sonucu, hem ağız yoluyla hem de cilde sürülerek kullanılan yeşil çayın iltihaplanmalara, kimyasallara ve UV ışınlarından kaynaklanan kanser oluşumuna karşı mücadele ettiği yönünde” diyor.
Uyumak: Güzellik uykusu diye bir kavramın olması hiç şaşırtıcı değil. Çünkü kronik uykusuzluk donuk bir cilde, çizgilere ve göz altlarında derin morluklar oluşmasına yol açıyor. Yeterince uyumadığınız zaman, vücudunuz stres hormonu da denen kortizol hormonu salgılıyor. Kortizol aşırı salgılandığında, cildin pürüzsüz ve esnek olmasını sağlayan protein kolajeni bozabiliyor. Bunun dışında yeterli uyku almamak, vücudunuzun başka bölümlerinde de sorunlara yol açıyor. Brigham and Women’s Hastanesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, her gece 5 ya da daha az bir süre uyumak, bilişsel olarak 2 yaş yaşlanmaya denk geliyor.
Tabii ki genç görünmekten daha önemli şeyler var; kendinize ne kadar iyi bakarsanız bakın ya da genleriniz ne kadar iyi olursa olsun, hepimiz yaşlanacağız. Fakat yukarıda saydığımız alışkanlıklara sahip olmak daha sağlıklı ve daha uzun yaşamanıza yardımcı olur. Yani mesele sadece daha iyi görünmek değil, kendinize bakmak. Her şeyden önemlisi yaşınızla barışık olmanız. Çünkü bakış açınız ve enerjiniz, hem başkalarının gözünde hem de kendi gözünüzde oluşan imajınızı etkileyecektir.