2024’te Hayal Ettiğin Her Şeye Kavuş
Ve 2024’e de hoş geldin. 2024 senesi senin için hayallerin ötesinde, ihtiyaçların ötesinde, neye ihtiyacın varsa fazlasıyla gelsin. Ama bu kanala geldiysen onların hepsine kolayca sahip olacaksın. Çünkü ben Ayşe Tolga, kanalımda arzu ettiğin her şeye kolayca ulaşabileceğin ipuçları paylaşıyorum. Bugün de sana iki tane hediyeyle geldim.
2023’ü okuyucularım için iki güzel hediyeyle kapatmıştım. İki tane hediyem: İlki ilk kitabım “Neysen Onu Çekersin”. Daha doğrusu 2023’ün ilk kitabı, benim 5. kitabım. 2023’ün aralık ayında çıkan bu ilk kitabımı ve sonrasında çıkan ikinci “Neysen Onu Çekersin”in çalışma kitabı olan “Manifest Günlüğümü” iki video halinde bu videolarda seninle şimdi paylaşıyor olacağım.
Elimde tuttuğum kitap “Neysen Onu Çekersin”. Aslında hikaye şöyle başladı: Ne istersen değil, neysen onu çekersin. Neyi anlatıyor? Kuantum tezahür ustalığını anlatıyor. Bu videoda sana neden bu kitabı yazdım, bu kitapta neler anlatıyorum ve bu kitabı alırsan hayatın hangi alanlarında açılımlar yaşayacağını anlatmak istedim.
2024’ün en önemli özelliklerinden bir tanesi gerçekten bütün hayal ettiğimiz, vizyonladığımız hayallerimizi gerçeğe dönüştürme potansiyelinde olan bir senedeyiz. 2024, 8 senesi ve tezahür senesi olarak biliniyor. O yüzden de ben de en son 2020 senesinde iki tane kitap çıkarttım biliyorsun. Yine Youtube kanalımda “İyilik Sende” ve “Bereket Sende” kitaplarımı da anlatıyorum. Kitaplarımı anlattığı videoları da izleyerek “İyilik Sende”, “Bereket Sende” ve “Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin” kitaplarımda anlattığım konulara daha hakim olarak bu videoya gelebilirsin. Çünkü 5. kitabım “Neysen Onu Çekersin”, diğer kitaplarımla sizi bilgi olarak taşıyarak hazırladığım bir kitap.
“İyilik Sende” kitabımda enerjinin görünmez taraflarını, Çi enerjisini ve bunun biyolojik ve maddesel yaşamlarımızdaki karşılıklarını anlattım. Ve size bütünsel sağlığın ve beş temel ihtiyacınızın nasıl giderileceğini anlattım. İkinci kitapta, “Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin” kitabındaysa aslında kuantum fiziğine giriş yaptık beraber. Einstein’ın da dediği gibi “Evrendeki her şey enerjidir ve enerjisi olan her şeyin titreşim değeri vardır.”. Titreşimin yaptığı salınım sayısından dolayı da bunun bir rezonansı yani bir frekansı vardır. Titreşim evreninde yaşadığımızı anlattığım bir kitaptı “Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin”. Bu kitapta da yüksek titreşim yaşamla beraber yaşamlarınızı kıtlık, korku, ayrılık, vesvese kaygı gibi alanlardan nasıl daha yüksek, bütün potansiyelinizi tezahür ettirebileceğiniz, bolluk ,bereket, sevgi, şefkat ve desteklendiğiniz bir alana sıçrayabileceğinizin yollarını anlatıyordum.
Eğer bu kanala ilk kez geldiyseniz ve tesadüfen izliyorsanız, 2019’un 15 Ağustos’unda enerji çalışmaları paylaşmaya başladım. Herkesin faydalanabileceği bu enerji çalışmalarına da yine “Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin” kitabında paylaştığım tekniklerin uygulamalarını yaparak yüksek titreşim yaşama ulaşabilmek için yapacağınız 21 günlük nefes egzersizleriyle sizi yüksek titreşim alanlarına uyumlamaya çalıştım.
Son kitabım “Bereket Sende”. “Bereket Sende” kitabında da “İyilik Sende” ve “Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin” kitaplarımda anlattığım teknikleri harmanlayarak bir sonraki seviyeye, bir üst seviyeye geldik ve bereket frekansının ne olduğunu, ayrılık kodlarının ne olduğunu, ego odaklı yaşamın, zihin odaklı yaşamın neler olduğunu elimden geldiğince sizlerle paylaşmaya çalıştım.
İşte şimdi geldik 2023’ün son ayına ve bu kitaba. Bu kitap “Ne İstersen Değil, Neysen Onu Çekersin”. Neyi anlatıyor? Biraz önce anlattığım bundan önceki kitaplarımla sizi getirdiğim bu alanda aslında kuantum tezahür alanının ve evrenin ne olduğunu anlamanızı ve bu alanı yaratanın sürekli olarak düşüncelerinizle ve geçmişten getirdiğiniz inançlarınıza, bilinçaltınıza saklanmış olan limitleyici, sınırlayıcı, tezahürünüzün önünde olan engelleyici inançlarınızla çevrili bir evrenin aslında sizdeki tezahürünü yaşarsınızı anlatıyor. “Neysen Onu Çekersin” aslında bize kuantum fiziğinin en temeli olan kendi titreşim seviyemizin, kendi olasılık alanımızda yaratacağı etkilerinin bize bir bumerang gibi döneceğini ya da aslında diğer bir alanda, tam kuantum fiziği tabiriyle söyleyecek olursak rezone olduğumuz, yani hizalı olduğumuz alandaki karşılığıyla anlatıyor.
“Neyse Onu Çekersin”i şöyle kurguladım sevgili dostlar. Günümüzde, son 20 senede aslında “The Secret” dediğimiz yani “Sır” olarak çevrilen bir kitapla ve onun çevresine dönen bir manifest ettirme, tezahür ettirme trendinin bazı alanlarda eksik, yanlış ya da doğru olmayan şekilde yönlendirilmiş paylaşımların beni çok rahatsız etti. Doğruyu bilip de paylaşmamak olmazdı. Çünkü benim yaşam amacım bu: İnsanlara hakikat bilgisini paylaşma. Dolayısıyla tezahür ettirmenin en önemli kurallarını evrensel yasalarla anlatmaya çalıştığım bir kitap oldu. Bunun için de öncelikle enerjinin ne olduğunu tekrar anlamamız gerekiyordu. Enerjinin yoktan var olmayacağını, enerjinin değiştirilebilir, yönlendirilebilir ve farklı bir boyuta evrilebilir bir şey olduğunu, enerjiyi yönetebilenin yaşamını yönetebileceğini, dolayısıyla evrensel yasaların en temelinin, çekim yasası gibi anlatılan şeyin aslında tekabül yasası olduğunu anlatmamız gerekiyor. O yüzden çekim yasası diye son 5-10 senede sürekli olarak “manifestation”, “manifest ettirmek” gibi Türkçeye de çevrilerek oldukça sığ ve bu manifest ettirmeyi ya da tezahür ettirmeyi şansa bağlı, dilemeye bağlı, umut etmeye bağlı şekilde anlatan ve kişinin çabasını dışarıda bırakarak bir hayal tacirliği ile insanları yanlış beklentilere sokarak tezahür süreçlerini sekteye vurduran bu yanlış yönlendirmelere karşı insanlarla doğru bilgiyi paylaşmak istedim.
“Neysen Onu Çekersin” kitabı aslında tezahür ettirmenin en önemli temel süreçlerinin eyleme dayalı tezahür teknikleri olduğunu kitapta sizlerle paylaşıyor. Nedir eyleme dayalı tezahür tekniği? Öncelikle eyleme dayalı tezahür tekniğinin karşısındaki yani bu sır kitabıyla bizlere paylaşılmış olan, eksik olan diyelim, çünkü 20 sene önce bize bu verilmişti ve o zamanki bilgilerle şu anki bilgiler, evrildiğimiz yer olarak biz de gelişiyoruz. İnsanlık bilinç alanı olarak gelişiyoruz. O bir öncüydü, rehberdi ancak dediğimiz gibi kuantum tezahür alanını anlatmak ve tezahür ettirmenin ya da manifest ettirmenin temel yasalarını çok fazla hakim olmadığı için bizlerle paylaşmamıştı. Dolayısıyla “Ne düşünürsen o olur, düşündüğünü yaşarsın, dile evrene olsun, iste ve olsun evrene saldım gitti” gibi çabanın içinde olmadığı, şansa, umut etmeye ve tesadüfe bağlı olarak -tezahür ettirme tekniği diyemeyeceğim- yanlış tezahür inançlarının karşısına eyleme dayalı tezahür tekniklerini getiriyoruz.
Neden? Öncelikle şansa, umut etmeye dayalı tezahür ettirme tekniklerine isterseniz bir bakalım. Kitapta da fazlasıyla anlatıyorum. Diyoruz ki burada, benim yaşamımda olmasını istediğim bazı şeyler var. Diyelim ki bir ev istiyorum, diyelim ki bir araba istiyorum, diyelim ki mutlu bir evlilik yapmak istiyorum ya da daha iyi bir iş bulmak istiyorum, işimde terfi etmek istiyorum. Maddi ya da manevi neye ihtiyacınız varsa onun tezahür ettirilebileceği alanda yapmanız gereken en temel şey onu sadece istemek değildir sevgili dostlar. Tezahür bir “iste ve bekle” değil, tezahür ettirmek bir “iste ve eyleme geçme” eylemidir. Yani dolayısıyla şöyle diyebiliriz: “İste ve bekle”den ziyade “iste ve onu tezahür ettirmek için gereken adımları at”. Yoksa “iste ve bekle” dersen daha çok beklersin demek zorundayım.
Şansa dayalı tezahür tekniklerinde genelde “iste ve bekle” şeklinde olur. Veya şöyle olur: Genelde biz eğer koskoca kainatın ne olduğunu, kainatın niteliklerinin ne olduğunu ve kainattan bahsettiğimin kuantum tezahür alanı olduğunu bilmiyorsak eğer düşüncelerimizin, duygularımızın, var olan bireysel enerji sistemimizin, var olan bireysel titreşim seviyemizin ne olduğunu ve hangi seviyede titreştiğimizin farkında değilsek önümüze gelene razı oluyoruz. O yüzden “dile ve olsun” diyoruz, buna da kuantum evreninde bir “bumerang efekti” diyoruz çünkü biz dilekleri evrene salıyoruz ama evrendeki her şey dairesel olarak bize geri geliyor.” Çünkü evrendeki enerji bir vortex, şeklinde bir spiral şeklinde her daim. Saldığımı dileğimiz bize geri geliyor ama biz niyetimizin karşılığında arzumuzun, dileğimizin karşılığında saldığımız dileğimizin titreşimsel niteliğinin, kalitesinin farkına değilsek saldığımız şey bize bumerangla katlanarak geri gelir. Yani şöyle diyeceğim tezahür ettirmek istediğin bir şey varsa dilediğin şeyin kalitesinden ve senin kendi bireysel titreşiminin kalitesinden emin değilsen önüne gelene razı olursun.
Bu ne demek? Şu demek: Evrensel yasaların ne olduğunu biraz anlamaya başladığımızda çekim yasası diye son yıllarda “The Secret” kitabıyla ve böyle şeylerle anlatılan manifest ettirmenin temeli olarak pazarlanan şeyin aslında ikinci planda olduğunu, ondan çok daha önemli bir yasa olduğunu fark etmemle başladı her şey. Çünkü aslında bir titreşim üstadı olarak ben zihin alanımda, duygu alanımda, beden alanımda bireysel titreşim değerimin yarattığı bir titreşim boyutunda yaşıyorum. Ben bir titreşim evreninde yaşıyorum. Her şeyin enerji, titreşim ve rezonans yani frekans olduğunu biliyorsam sahip olduğum frekansın yani titreşim değerinin farkındaysam bilinçli tezahür ettirebilirim. Ama sahip olduğum titreşimimin farkında değilsem, istediğimin değil neysem onun bana geleceğini bilmem lazım. O yüzden çekim yasası diyorlar ama arkadaşlar her şeyin temelinde anlamanız gereken birincil yasa, titreşim yasası.
Titreşim seviyenin ne olduğunu bilmiyorsan, dilediğin şeyin karşılığında sana gelecek şeye razı olman gerekir. O yüzden her istediğini çekersin elbet ama sen neysen onu çekersin. O yüzden neysen onu çekersen biraz anlayabilmek için duygularınızın, düşüncelerinizin, gün içerisindeki konuşmalarınızın, kendinizle ve çevrenizle konuşmalarınızı farkında olmanız gerekir. O yüzden bireysel titreşim seviyeniz, kendi enerjinizin dış dünyaya yansımasıdır. Enerji seviyeniz kim olduğunuzu belirler. Titreşiminizin kalitesi kim olduğunuzu belirler. Titreşim seviyeniz tezahürlerinizin kalitesini belirler. Bütün bu alanlarda hakim olduktan sonra ki ben buna hakim bir titreşim alanında olabilmek diyorum, işte o zaman bilinçli tezahür ettiriciler olabilirsiniz. O yüzden ne dilersen olur ama “neysen onu çekersin”i asla unutmaman gerekir. Dilediğin her şeyin gerçekleşir. Ama sen dileğin ne ortak bir frekans alanında değilsen gelene razı olursun. Çünkü sana Evren, sende olanı yansıtır. Rezonans dediğimiz şey, yani titreşim dediğimiz şey seni sana yansıtan bir aynadır. Çünkü kuantum fiziği bize şunu söyler: Evrendeki her şeyin bir enerjetik değeri vardır ve enerji titreşim değeriyle ölçülür. Dolayısıyla ben altın bir yaşam istiyorum ama ben şu anda belki bakır ya da kurşun rezonans değerindeyim. Altın bir yaşamı yaşayamam. Beklentim altın bir yaşamı yaşamak olur ama ben kurşun seviyesinde, kurşun elementi seviyesinde titreşim gösteren ve maddesel olarak da kurşun özellikleri gösteren bir varlıksam istediğim kadar “Ben altınım” diyeyim, istediğim kadar kendime altın kaplama yapayım, istediğim kadar altın giysiler giyeyim, altın niteliklerine benzer özellikle titreşmeden altın yaşamı yaşayamam. Aslında kuantum fiziği de bize bunu göstermektedir.
Peki altın yaşamı nasıl yaşarım, altın özelliklerine ve niteliklerine nasıl kavuşabilirim, diyorsan çok basit. İşte sana burada, kuantum tezahür ustalığı kitabımda anlattığım teknikleri uygulaman gerekiyor. Bu kitabı aldığında neler olacak? Bu kitabın içerisinde gördüğün gibi altının, yani altın yaşam dediğim senin tezahür ettirmek istediğin, hayatında gerçekleşmesini istediğin her şey olabilir. Tezahür ettirmek istediğin her şey. Bununla ilgili öncelikle zihin yapını anlaman ve altın yaşama geçişin önünde seni kurşun mertebesinde tutan o düşüncelerin, inançların, alışkanlıkların, sana zarar veren, altına dönüşmeni engelleyen, bütün bunlardan temizlenmeni sağlayacak bilinçaltı çalışmalar QR kodlara yerleştirmiş videolar halinde kitaba yerleştirildi. Bu kitabın en önemli özelliklerinden bir tanesi “Bereket Sende” kitabında da olduğu gibi uygulamanın teorik bilgiyle karışmış olması. Yani herhangi bir kitap okuduğunuzda sadece kitabi bilgi dediğimiz teorik bilgiyi elde edersiniz. Ama ben bunu istemiyorum. O yüzden de teknolojinin bütün imkanlarını kullanarak sizin bu kitapta okuduğunuz kitabi yani teorik bilgilerin karşılığındaki uygulamalarla deneyim sağlamanızı istediğim için kitabımın içerisine bazı çalışmaları böyle koydum.
Kitap üç bölümden oluşuyor. Öncelikle temizlik yapmanız gerekiyor. Temizlik dediğimiz şey tezahür ettirmek için hayatımda olmasını istediğim ne varsa, arzularım, niyetlerim, vizyonlarım, hayal yaşamım, hayalden maddeye, görünmez olandan, kuantum alandan maddeye, kendi yaşamıma gerçekliğim haline nasıl getirebileceğimle ilgili. Öncelikle farkında olmadığım limitleyici inançlarımı, bilinçaltımı temizlemem gerekiyor. Çünkü bilinçaltım beni sürekli bana yansıtan bir ayna. Kuantum tezahür alanı bilinçaltından başka bir şey değil ve bilinçaltı kendi inanmak istediği, kendi kodlandığı şeyleri yaşamak istiyor. Çünkü alışkın olduğu deneyim senin ne kadar olsa da kurtulmak istediğin, sana zarar verdiğini düşündüğün bir şey olsa da bilinçaltı o inanca, o alışkanlığa bağlı kalır ve orada kendi varlığını sürdürmek ister. O yüzden biz kendi kendimize tezahür ustaları olma yolunda giderken kendi zannettiğimiz eski versiyonumuza bilinçli bir şekilde meydan okuyoruz.
Meydan okumayı da nasıl yapıyoruz biliyor musunuz sevgili dostlar? Kitaptaki çalışmaları düzenli olarak yaparak yapıyoruz. Burada bilinçli, eyleme dayalı tezahür uygulayıcılığı devreye giriyor. Çünkü şansa ya da dilemeye, istemeye bağlı olan tezahür metotları sadece sizi devreden çıkarır ve sizin kendi fonksiyonunuzu devreden çıkarır. Sizi pasif, alıcı bir pozisyona getirir ve sizde olan potansiyeli sadece size yansıtan bir ayna olduğu için üzerinize düşen görevleri yapmadığınız müddetçe elinizdekiyle yetinmek zorunda kalacağınız bir sistem getirir. Bu da hayal tacirliğinden başka bir şey değildir. Evet ben hayalimi yaratabilirim, kuantum tezahür alanı bana sonsuz alanda hatta benim zihin alanımda insani boyutta deneyimlediğim bilinçli, bilinçsiz bütün limitleyici inançlarımın ötesindeki alanı sunar. Çünkü ben insani boyutta sadece limitli bir varlığım. Ben limitli bir varlık olarak, sınırlı bir varlık olarak belli alanlarda hayal kurabiliyorum.
Kitapta diyorum ki en önemli şeylerden bir tanesi, kitabımın arka sayfasına da koyduğum gibi “Gördüğümde inanırım, inandığımda görürüm.”. Bu ne demek? Kuantum tezahür ustalığı bu demek. İnsan sınırlı bir varlık, insan kodlanmış bir varlık, insan zihinsel alanda tıkalı kalmış bir varlık ve sadece gördüğünü hayal edebilen bir varlık. Eğer sen bir şeyi hayal edebiliyorsan sen onu mutlaka deneyimlemişsin demektir. Kuantum tezahür ustası, deneyimlediği bütün alanlardaki sonsuz tezahür olasılıklarını kendi yaşamına çekebilecek ustalıkta biridir. Ama ondan önce sana da söylediğim gibi sınırlayıcı inançlarının, alışkanlıklarının farkında olman, bunları temizlemen gerekir. Bunları temizledikten sonra ikinci alan köklenme ve merkezlenmedir. Köklenme ve merkezlenme dediğim şey, senin sonsuz tezahür alanında sürekli olarak bu alandan beslenen düşüncelerinle, enerjinle, sözünle, davranışınla, halinle, tavrınla olduğun titreşim alanını rezonans olarak sürekli değiştirebilen bir varlık olduğunu fark ederek kuantum tezahür alanına merkezlenme için gereken bütün teknikleri içermekte. Bunun içerisinde zihinsel güçlendirici teknikler, bilinçaltı temizleme ve kökleme-merkezleme teknikleri yer almakta.
Ondan sonraki aşamamız ise parlama. Bu parlama aşaması en keyifli aşama. Çünkü artık geçmişten getirdiğin yüklerden kurtuldun, tezahürün önündeki sınırlayıcı, bloke edici engelleyici, eski alışkanlıklardan, düşük titreşim duygulardan kurtuldun. Bolluk ve bereket bilincinde, sonsuz tezahür alanındaki biz buraya yüce yaratıcının “Ol” dediği alan diyoruz, işte buradaki her şeyle rezonesin. Yani buradaki her şeyle hizalısın. Ve bütün bu alanları parlatabilirim ve buradan sonraki alanda hayatın boyunca neyin olmasını istiyorsan sözünle yaratan olursun. Yani “Abra Kadabra” dersin ve yaratırsın. Bütün bunları anlattığımız alanda işte kuantum tezahür ustalığı devreye girer. Şansa, umut etmeye, dilemeye, evrene salmaya bağlı olan pasif, eski sistem, sır dediğimiz alanlar bizler için açılır. Çünkü sır yok sevgili dostlar.
Artık kuantum tezahür alanında insanlık bilincinin yükseldiği ve tezahür senesi olan 2024 yani numerolojik sene olarak 8 senesine girdiğimiz bu sene dilediğimiz her şeyi sonsuz tezahür potansiyeliyle gerçekleştirme imkanına sahibiz. Ancak bundan evvel şunun farkında olmalıyız: Bu sonsuz tezahür alanında bize ne istersek verilir, o yüzden duygularımızın, düşüncelerimizin kalitesine de bakmalıyız. Temizlememiz gerekiyor, merkezlenmemiz gerekiyor, köklenmemiz gerekiyor ve sonra da parlamamız gerekiyor. Harika bir sene bizi bekliyor.
Evet, kitabı birazcık olsun anlatmaya çalıştım ama bir tane daha kitap var biliyorsunuz. “Neysen Onu Çekersin” kitabımın içerisinde kitapla eş değer olarak size farkındalık çalışmaları kazandırmak üzere yazarken bir defter bir çalışma kitabı fikri bende doğdu. Neden, dedim, buradaki bütün bilgilerin hatta bu kitaptaki bilgilerden de daha fazla bilgilerin içinde yer aldığı, insanların çantalarında, baş uçlarında sürekli olarak taşıyarak tezahür ustalığı yollarına gidecek farkındalık çalışmaların içinde olduğu bir günlük tasarlanmasın. Ve Türkiye’de bir ilk olarak bir manifest günlüğünü işte yine 2023’ün son aralık ayının son haftasında sizlerle paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Ama ikinci videoda bunu anlatıyor olacağım. “Manifest Günlüğü” nedir? Bir sonraki videoda.