10 dakikada 10 yaş gençleşin
Herkese merhaba! Yanımda, medikal estetik uzmanı Doktor Sevgi Ekiyor var. Onunla, sizler için daha önce farklı sohbetler de gerçekleştirdik. Bu kez, hazır yine yakalamışken, çok popüler olan ve herkesin de kafasını kurcalayan birkaç yeni sistemden bahsetmek istedim. Reklamlarını çok fazla görüyoruz. Ben de, “gerçekten 10 dakikada 10 yaş gençleşmek mümkün mü?” diye ona sormak istedim. Ve, “Evet, gerçekten mümkün!” yanıtını aldım.
Bazen, anestezinin tutması ya da hastanın konforunun sağlanması gibi durumlara bağlı olarak işlem biraz daha uzun sürebiliyormuş ama en fazla 30 dakikada gerçekten de 10 yaş gençleşebiliyormuşuz. Bu metodun adı Fransız Askısı. Yurtdışında Spring Thread adıyla biliniyor. Bizim Fransız Askısı diye anmamızın sebebi, orijinal olarak Fransa’da üretilen bir askı tipi olması. Aynı zamanda FDI onaylı ve güvenirliği çok yüksek bir uygulama. Kalıcılığı da yüksek bir ip tipi.
Fransız Askısı Nasıl Bir Uygulama?
Fransız askısı, diğer uygulamalarda olduğu gibi her yaş grubuna uygulanabiliyor. Bu uygulama, yüzü germek amaçlı kullanıldığı için; en çok kullanılan yaş grubu 40-45 yaş sonrası, yanaklar çöktüğünde, ameliyatsız yüz germek isteniyorsa ve yüzde lifting yapılmak isteniyorsa, o bölgelere 2,3, en fazla 4 çift gibi uygulamalar ile yüze total bir lifting gerginliği sağlanabiliyor. İşlem, gerçekten de yalnızca 25-30 dakika sürüyor.
“Hasta, steril bir şekilde uygulamaya hazırlanıyor. Ben, steril eldiven giyiyorum. Yüzde anestezi yapılacak bölgeleri iyice temizliyoruz. Hemşirem de asiste ediyor. İpleri steril bir şekilde alıp, giriş kanalları açıp, yüzün farklı yerlerinden çıkartarak, yüzün nerelerine lifting yapmamız gerekiyorsa onları hesaplayıp önce bir ucunu atıyoruz. Daha sonra, diğer ucunu tekrar döndürerek saçlı derinin içerisinden çıkartıyoruz. Eğer, kişide göz kapağı düşüklüğü varsa ve kaşını da asmak gerekiyorsa, oradan da geçirecek şekilde kaşlara da lifting yapabiliyoruz. Dolayısıyla, bir taşla total bir yüz liftingi sağlayabiliyoruz. Ayrıca, yüzde kalma ömrü de uzundur. Normalde, şimdiye kadar çalıştığımız ipler 1.5-2 yıl içerisinde yüzde eriyor ve 2.5-3 yıl süreyle görselliğini koruyabiliyor. Keza, hasta kendine iyi bakarsa 3.5-4 yıla kadar uzatabiliyor. Dolayısıyla, 30 dakikalık bir işlem yapıp, kişiyi 8-10 yaş gençleştirip, bir de üzerine 6-8 yıl kullanabileceği bir işlem yapmış olmamız, bu işlemi tüm dünyada popüler hale getirmiş durumda.”
Tabi, her 45 yaşındaki kişi de aynı değil. Kişinin cildi buna hazır değilse, cildi hazırlamak için öncesinde bazı başka uygulamalar da yapılabiliyor. Bu nedenle, “Benim buralarım sarkık, ben doktora gittim, hadi bana bu askılamayı yap!” olmuyor.
Diyelim ki yüzünüz kaldırıldı. Elmacıklar yükseltildi, sarkıklar kaldırıldı ve gerildi. Mekanik olarak, size 10 yaş önceki görüntü verildi. Ancak bu kez, cildinizdeki görüntü 10 yaş öncesi değil. Bu nedenle, kombin yapmak daha faydalı olacaktır. Dolayısıyla, kişi mekanik olarak 10 yaş gençleştirildiyse, cildin de rejenerasyonu ile birlikte 10 yaş gençleşmesi gerekir. Bu noktada, yüz mimarisi de oldukça önem kazanıyor. Ameliyatlarda yüz kalkar, dudak gerilir vs. ama cilde bir şey yapılmadıysa eğer; cilt, yine yaşını ele verecek şekilde kalır. Dolayısıyla; gerek cerrahi yaptıranlarda gerekse Fransız Askısı yaptıranlarda, cilt rejenerasyonunda kombin yapmak gerekiyor. Bunun da bir sürü aralığı var.
“Şuanda, en sevdiğim işlemler arasında kök hücre tedavileri var. Keza, mezoterapiler var. Mezoterapiler arasında bir sürü değişik isimde ilaçlar var. Onun haricinde, bunlar bir yanda tabi ki etki etmiyor. Kişiye göre bazen üç seans, bazen altı seans protokoller ile yapılıyor. Ben, içten olan azalmayı da yerine koymayı seviyorum. Kolajen, hyalüronik asit gibi takviye gıda vermem gerekiyorsa, onları da veriyorum. Kişinin başka rahatsızlıkları, başka durumları varsa, onlar için de gerekirse probiyotikler, B12 vitamini, selenyum verebiliyorum. Bunların hepsi, cilt için önemli, katkısı var. Kişinin neye ihtiyacı varsa, onları da veriyorum. Evet, kişiye bir şey yaptınız. Yüzde otuz, kırk başarı da elde edebilirsiniz, yüzde altmış da elde edebilirsiniz, yüzde yüz de başarı elde edebilirsiniz. Bunların hepsinin doğru bir şekilde yapılması, piramidin daha iyi bir şekilde ortaya çıkmasını sağlıyor.”
Fiyat Aralığı Nedir?
Piyasada bir sürü klinik var. Bir sürü güzellik merkezleri var. Bunları yaptığını iddia eden pek çok yer var. Fiyat aralığı konusunda, şöyle bir uyarıda bulunmak gerekiyor; birebir cihazın adını kullanarak yapılan işlemler vardır. Bir de, piyasada bunların muadiller vardır. Muadillerin bazıları onaylı olmayabilir. Dolayısıyla, 10 bin TL’ye yapılan bir işlemi, bir başka yerde 4000-5000 TL’ye duyuyorsanız, bir düşünmeniz gerekiyor. Fiyat aralıkları bu kadar büyük farklılıklar gösteriyorsa, hastalar bir dikkatli olmalı. Orijinal cihaz mı? Orijinal malzeme mi? Bu, bütün kullanılan cihazlar için geçerli bir durum. Bu nedenle, her zaman için akılda tutmakta yarar var.
Diğer yandan bakılacak olursa, yapılan işlemler arasında Örümcek Ağı uygulaması da var, farklı iplerle yapılan uygulamalar da var. Bölgesel yapılma şekli var. Bir de, böyle şeylerde fiyatlandırma ip adedine göre yapılır. Dört çift atılan hasta ile iki çift atılan hasta aynı fiyatı ödemiyor. Birisi diğerinin iki katı fiyat ödüyor. Dolayısıyla, burada aslında ürün sayısı ve el emeği farkıyla birlikte bir fiyatlandırma ortaya çıkıyor.
Onaylanmayan ürünler, ehli olmayan işlemlerden sonra hastalarda ne gibi durumlar olabilir?
Burada da bir dipnot belirtmek gerekiyor. Bazen, bazı ürünler onaylanmasa bile ürünün kalitesi diğer ürüne çok yakın olabiliyor. Öyle bir ürüne denk gelmiş olmak, bir şans olur. Diğer türlü, cilde uygun olmayan bir üründe; enfeksiyon kapma riski, fazla ödem, fazla morluk yaşama riski vardır. Keza, sonrasında ortaya çıkabilecek ciltte sertleşme, kitlesel yapıların oluşması, dokuyu bozan dejenerasyonların oluşması gibi riskler vardır. Bu nedenle, kaliteli hekimlere gidilmeli, birebir doktor tarafından bilinçlendirilmeli.
“Ben, paketi hastalarımın önünde açıyorum. Onun içerisinden çıkan ürünün onay kodunu hem dosyama yapıştırıyorum, hem de hasta isterse ona da veriyorum. Dünyanın neresinde sorsanız, hangi seriden ne kullandığımı bulabilirsiniz.”
Sevgi Ekiyor’a daha çok fazla sorum var. Şimdilik, Fransız Askısı ile ilgili sorularımın yanıtlarını aldım. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Şimdilik benden bu kadar. Hoşça kalın!